---------------alıntı---------------
Schumacher, Türkiye'ye geldiğinde
"Bana ilk golü atana altın saat
hediye ediyorum." diye röportaj
vermişti. Eski malzemeci Halil abiyle
anlaştık. "Bu saat, bizim ikişer
maaşımıza denk." dedik.
Ferdinand'ı kafa kola aldık.
"Ferdinand, senin bu maçta iki
golün var, rüyamda gördüm."
dedim. "Kesin atarım, saat de senin
olur." dedi. Eskiden statlarda
güvenlik olmadığı için bizden
nöbteçi olurdu. Maç oynanırken ben
soyunma odasında beklemek
zorundaydım. Maçtan hiç haberim
yok. ilk yarı bitmeden kapı çaldı.
Ferdinand, ayağını tutarak geldi.
"Ulan" dedim, "Sakatlanacak
zamanı mı buldun?" "Ne diyorsun
Süreyya? Ne Oğuz bıraktım, ne
Aykut, hepsini çalımlayıp, golü
attım." dedi. Maçı aldık. F.B
ahçe'nin soyunma odası matem yeri
gibi. Oğuz, kaptan o zaman. "Abi,
söyle Schumacher'e saati versin."
dedim. "Erkeksen sen söyle lan."
dedi. Gittim, Schumacher soyunma
odasında terör estiriyor. "Tony,
saat, Ferdinand" dedim.
Kramponunu bir fırlattı, beni
sırtımdan şişledi. Ben de kramponu
alıp, "Ferdinand, saati alamadım
ama bunu aldım." dedim. :)
---------------alıntı---------------
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?