şükrü erbaş

artin
“Senin hiçbir dünya telaşına
değişmedim ben“

Evlerin ve kalabalığın ağırlığını
sana üstün tutmadım.
Yoksulluğun acısından
hafif bilmedim acını.
Nereye gidersem gideyim
seni yürüdüm hep.
Sevincini bir barış, bir bayram
sabahı gibi taşıdım içimde.

Sesine güvendim,
sürekli yaz ikindisine gözlerine en çok yakışan.
Bütün öksüzlerin kederiyle baktım
yüzüne, ne zaman geleceği belirtüysem.

Bir haksızlığı haykıran herkese
senin soluğunu verdim. Bütün
hapislerin penceresi yaptım seni.
Sonra tuttum kenar mahallelerin
yalnızlığını gösterdim, bir
özür, bir bağışlanma umuduyla.

Söze inandım, gövdene ondan çok…
Dönüp dönüp sana geldikçe anladım
özgürlüğün aşk olduğunu.
Alışkanlıklara yenilmedim ben,
seni bir alışkanlığa
dönüştürmek istemedim sadece.

Işıklı bir korunak arayacağım
sesinin kıvrımlarında.
'Gelmen iyiliktir' diyeceğim.
Yüreğimden başka yanıtım olmayacak.
Bir sorudan bir soruya
vuracağım seni yine.

Dünya bütün yağmurları yağacak iki
söz arasında. Ellerimi geçmişe mi,
geleceğe mi koyacağımı şaşıracağım.
Küller için köz için bir yudum
soluk isteyeceğim.

'Aşk iki kişiliktir'
sözünü düşüneceğim uzun uzun.
Kalkıp pencereden hayata bakacağım.
Alnından öptüğüm yerde
'Ülkemsin' diyeceğim.
Bir gülüşünle çıkıp
caddeleri dolduracağım.

Ya sen bu ülkede doğmasaydın, ya
ben aşkı herkes gibi bilseydim? ”
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol