pislik çukurunun içinde debelenen ve oradan burnunu bile çıkaramayan medyanın; onun bize yazar, aydın, bilirkişi diye sunduğu, beş para etmez zırcahil tiplerin; ekşi sözlük ile başlayıp, sosyal medya adı altında çoğalan mecraların, kişiye otomatik olarak yüklediği klavye delikanlılığı gibi faktörlerin bir araya gelerek ortaya çıkardığı tavırdır. günden güne de çığrından çıkmaktadır. bilimum sözlüklerde bir dizinin başlığına bakıyorsun misal, yazar arkadaş bildiğin, senariste akıl veriyor. abartma falan yok, basbaya akıl veriyor. beğenmezsin veya senin kafandaki gibi bir gidişat olmaz, bunu belirtirsin, o ayrı. ama, bilhassa bu ekşi sözlük ve twitter yorumlarına gazetelerde, tv'lerde falan yer verilmeye başlandıktan sonra, millet iyice bokunu çıkardı işin. kimsenin, hiçbir mesleğe saygısı kalmadı. elinin altında klavye olması, kişiye, hiçbir şey bilmediği konularda bile saygısızca ve ölçüsüzce atıp tutma hakkı veriyor gibi bir yanılgı oluştu ve virüs gibi de yayıldı. ülke olarak her işi yüzümüze gözümüze bulaştırmamızda, pek çok kurumun anasını ağlatmamızda da en büyük etkenlerden biridir bu durum. hayatında kitap kapağı kaldırmamış insanlar, sanal sözlük okuyup ordinaryus profesör olduğunu zannediyor. bu tiplerin bir kısmı da gazeteci ve televizyoncu olarak çalışıyor üstelik. işte böyle bir tabloda objektifliğe ne kadar yer varsa, başlığa konu olan objektiflik de o kadardır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?