allah.
allah?
allaaaah! diyorum allah?!
'allahım' diyemiyorum kusura bakmıyorsun değil mi? senin adaletinden sual olunmazdı, ama adaletine sual de oluyorum, sorgu da oluyorum artık. uzun bir süredir bizi neden yarattığının konusunu düşünüp, okuyorum. hiçbir şey mantıklı gelmiyor. hele ki adalet falan deyince birisi, hepten çileden çıkıyorum. bazen içimden sana kızıyorum da, acaba oralarda işler pek yolunda gitmiyor da her şey çığrından mı çıktı, kontrol mu edemiyorsun? ama yeryüzünde her şeye de hükmeden sendin? sen de mi bıktın yarattığın şeylerden? dur dur bu benim itirafım, çok soru sordum. (hem senin itiraf edebileceğini de düşünmüyorum. saçmalamayayım allah, olur mu öyle şey?)
bak ben küçükken iki dua bilirdim. namaz da kılardım o iki duayla, 10-12 yaşlarında. heyecanlanırdım da bundan. sonra büyüdüm, büyürken ölmek istediğim çok zaman oldu, denedim de olmadı işte karıştırmayalım şimdi. büyüdüğümde de dua ettim, güzel şeyler olduğunda da teşekkür ettim sana, ama sana teşekkür etmeyeli o kadar uzun zaman oldu ki. iyi insan olmakla inançlı olmayı karıştırdılar artık. şimdi inançlı insan da yok iyi insan da. ben tüm bu felaketleri ve haksızlıkları gördükçe aramızdaki ipin biraz daha inceldiğini fark ediyorum. çünkü benim 12 yaşındayken dua ettiğim allah bu allah değilmiş gibi.
mükemmel sonu bekliyorum. acele eder misin?
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?