ciddiyeti fazla sevmem. (gerekli durumlar dışında). ciddiyetin yaşanılacak kısa hayat için çok fazla şey olduğunu düşünmüşümdür her zaman. o yüzden sürekli gülerim, kötü bir şey olduğunda da gülerim, gülmek bir tepki biçimi gibi bir şeydir. öyleydi.
koşullar, daha öncesini hiç yaşamadığın sorumlulukları yüklediğinde paşa paşa ciddi oluyormuşsun. son üç ayda ciddiyetten yaşlandım ve gülememekten. artık tek mantıklı tepkim boş boş bakmak ve susmak oluyor. ''olur''lar, ''yaparız''lar, ''tamam''lar, kurtarıyor genelde insan ilişkilerimi. aksini söyleyecek olsam, ''aman şimdi laf uzayacak kime anlatacağım ki...'' deyip uzatmıyorum. yeter ki uzamasın. ne kadar uzarsa o kadar ciddi olmak zorunda kalıyorum çünkü. ne kadar ciddi olursam o kadar da tadı kaçıyor her şeyin. ağzımın tadı bile yok ciddiyetten. yıldım. vallahi yıldım.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?