arkadaşlar, bakın şimdi eğri oturup, doğru konuşalım; bu adam bilgili falan değildi, açın benim yazılarıma bakın biliç hakkında ama ligin son 4 haftasında takımı sabote ettiğini görmezden gelmek bu takıma ihanettir. bilgili bir hoca gol attıktan sonra takımını geri çekip sürekli gol yedirtmez. ligin bitimine 5 hafta varken lider olan takım, taktik deha(!) yüzünden 3 maçta 7 puan geriye düştü.
kendisi borges'in dediği gibi bilgili yetkisizlerden değildi. bilakis korkak ve samet aybaba'nın takımından daha iyi bir takımı yukarıya çıkaramadı. hem de renkliler bu kadar güçsüzken.
geçiş döneminde takımın omurgasını oluşturdu ancak bu kadar. daha fazlası değil. güzel ayrılmak güzel oldu. yolu açık olsun.
bu arada eneramo transferi ve kapıdan dönen menajer transferlerinde maalesef biliç'in parmağı olduğunu kabul etmemiz gerekecek. bu da sanırım kendisinin en büyük sorunuydu ki aynı haberler rusya'da çalışırken de çıkmıştı.
eksileyen arkadaşlara edit: bu romantiklikle daha çok şerefli üçüncü olursunuz. dediklerimin içinden bir tane yanlış nokta gösterin, tartışalım ama bu adamın menajerlerle iş yaptığını bir romantik taraftara inandıramıyoruz. akp seçmeni gibisiniz kardeşim, hayret edersin... haaa bu arada tosiç'in menajerine de bir bakın derim. şaşırdınız mı? ertan göksu muymuş? slaven biliç be eneramo'nun menajeri olan çakal arkadaş mı? mesele beşiktaş değil, hala anlamadınız mı? gezi'ye selam olsun...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?