(vurgula: özet:) bilic'i yerden yere vurmuş deyyus, uzun uzadıya yazmış çünkü gizliden gizliye hayranmış bilic'e.
-----
sezon sonunu görmeli. 2 yıldır oyun şablonuna bu kadar bağımlı hâle gelen kadro, son raddede hoca değişikliğinin üstesinden gelemez çünkü. sezon sonunu görsün, derbi kazanamaması da mühim değil, sezon sonunu görsün, şampiyon yapsın; kendisinden istediğim budur.
kupayı, avrupa için feda etti, mühim değil; ligi koyalım ligi dedik. avrupa'dan fiyasko şekilde elendi, hadi yine mühim değil, ligi koysun bir zahmet. haftada tek maçlık fikstürle geçecek 10 haftası var, belini büken sakatlıklara hızır gibi yetişen milli maç arası var, ligi koysun bir zahmet.
anlıyorum, özellikle demiören döneminde yaşanan cadı avında kellesi giden kaliteli teknik adamlar, yerine gelen vasat hocalar bir korku oluşturdu taraftarda. anlıyorum, lucescu'nun da benzer şekillerde mezarı kazıldı; hatta iş öyle bir raddeye geldi ki, luce gibi bir karakter bile sonunda zıvanadan çıktı, çavuşesku'dan girdi, tv'ye bağlanıp medyanın topuna saydırdı. del bosque'ye yeniköy kasabı dendi, tigana'nın kürdânına laf edildi, schuster zaten topyekün fazla geldi. ama bu teknik adamların hepsi birşeyler ortaya koydular; luce mükemmel bir şampiyonluk, tigana yaş ortalaması 24 olan bir takımla ikincilik getirdi; schuster bugün bile özlemini çektiğimiz müthiş ofansif oyun karakteri kazandırmıştı. derbilerde hâla son 5 senenin en başarılı beşiktaş'ı schuster'in. eldeki oyuncu grubunun özelliklerini göz ardı eden cesur bir teknik adamlık anlayışı vardı ama camianın başarı açlığı, yönetimin beklentileri, maliyetli kadro yüzünden yanlış zamanda yanlış yerdeydi.
bilic? umutluydum, daha hazırlık maçlarından itibaren. ne yapmak istediği belliydi, disiplinli alan savunmasını yerleştirmek istiyordu. bu konuyu takıntı hâline getirerek mükemmelleştirmeye çalıştı, başardı da. birşeyler ortaya koymadı değil, hakkını yememek gerek yani. fakat bu takıntısı -ki dünya futbolundan bihaber taraftar bunu başarıya giden tek kazanma formülü olarak görüyor- takımın hücum varyasyonlarını günden güne tahmin daha fazla tahmin edilebilir yaptı, rakipler önlem almaya başladı. b formülüne ihtiyacı vardı; bunu ali ece'den tutun güntekin onay'a kadar -ki yine kendisi bizzat doğruları söylediği için deyim yerindeyse vurulmadı, öldürüldü- taraftar nezdinde yorumlarına saygı duyulan herkes dile getirdi, geliştiremedi. bu defa maç içi ufak dokunuşlar beklendi, bunu başardığı sayılı maçlarda oyun cidden döndü; ama geri kalan çoğunlukta o da taraftar gibi yalnızca izledi, izledi, izledi.
ilk sezonunda kadro içi disiplini sağlama konusunda ciddi problemler yaşadı. geniş kadroya belki ümraniye'de tek başına yetemedi, belki milli takım hocası kafasını hâlâ üzerinden atamadı. kavalcı gitti, deyim yerindeyse başkanın adamı, ahmet nur çebi a takımdan sorumlu yönetici olunca bu problemler aşıldı. peki bunu hangimiz dillendirdi? beşiktaş'a çeşitli zamanlarda gelen hocalar tarafından sağlanan takım ruhunda, bu defa tek pay bilic'e mi aitti? belki aslan payı onundu, belki değildi, niyetim çebi'yi yüceltmek falan değil; yalnızca hafızaları tazelemek.
bilic'in ortaya koyduğu şeyler var; bence yeterli umut vaadetmiyor, kimisine göre ediyor olabilir, saygı duyarım. ama şunu da sorarım; bilic'i tapacak kadar seven bunca taraftar, beşiktaş'ın büyüklüğünün ayırdında mı?
-rezalet derbi performansına sahip bilic, kazanabileceği kaçıncı derbiyi göz göre vermiştir? geçen sezon kadıköy'de 10 kişi kalan rakibe, bu akşam taraftarı emenike'yle meşgul fenerbahçe'nin vasıfsız hocasına kaybetmemiş midir? euro 2008 çeyrek finalinde son dakikada kaybeden bilic, benzer zaafiyeti bu akşam da göstermemiş midir?
-bilic'in özellikle premier lig takımlarına karşı maç öncesi gösterdiği ilgi alaka ve maç sırasındaki motivasyonu, brugge ya da nispeten daha zayıf takımlara karşı yapılan maçlarda da sürmüş müdür? brugge'un yalnızca bir kere izlendiği bilgisi var hatırı sayılır kaynaklardan arkadaşlar, o nasıl olacak?
-söylendiği gibi takım kalitesiz midir yoksa bilic'i savunmak pahasına takım gömülüyor mudur? (bunu söylerken bilic'in oyuncularına öyle veya böyle seviye atlattığını da göz ardı etmeyelim, şapka çıkaralım) demba ba kalitesinde bir santrafora, cardozo'ya sahip trabzon dışında hangi kulüp sahiptir? gökhan töre bu ligin en kreatif winger'i değil midir? sosa geçen sezon atletico madrid forması giymemiş miydi? şahsen beğenmediğim pedro kolombiya milli takım defender'i, yine beğenmediğim veli avusturya'nın orta sahası değil midir? ersan, tolga, cenk brothers, tolgay, olcay, oğuzhan, frei, serdar milli takım havuzunda değil midir? rakiplerin her mevkisinde dünya klasında futbolcular mı vardır? fenerbahçe'nin yaş ortalaması kaçtır? bursaspor şampiyonluğa ulaşırken takımın starları volkan-sercan değil miydi?
-yalnızca bilic mi beşiktaş'a avrupa'da başarı yakalatmıştır? liverpool'u tek mağlup eden bilic'in beşiktaş'ı mıdır? uefa'da takımı gruplardan çıkaran ilk hoca bilic midir? veya beşiktaş gibi önemli futbolculara sahip bir takımın başarı kriteri asteras ve mali krizdeki partizan'lı gruptan çıkmak mıdır? beşiktaş'ı uefa grubunda lider çıkaran ilk hoca bilic midir? gruplarda premier lig takımını altına alan ilk teknik adam bilic midir? uefa'da ciddi bir rakibi saf dışı eden ilk beşiktaş bilic'in midir? kupa finalisti braga'yı eleyen kimdir? (ki hoca bile değildir, o ayrı) yine uefa'da 3.turu ilk gören hoca bilic midir?
-yarıştan erken kopulan sezonları göstererek bilic ilahlaştırmak doğru mudur? yd döneminde dâhi, ikinci sezonunu gören teknik adamlar yarışa ortak olmamışlar mıydı? (tigana, istifa etmeseydi ertuğrul) beşiktaş'ın normal standardı yarışta olmak değil midir? kötüyü örnek gösterip vasatı iyi yapmak doğru mudur?
abi nedir yani olay? evet biliyorum, şimdi yine stadımız yok diyeceksiniz. dezavantaj kabul ediyorum, fakat olimpiyatta sezonda 10+ maç oynayan takım stadın dezavantajlarını sezonda 1 kere gelen rakiplerine karşı kullanamaz mı? olimpiyatın rüzgarı sadece beşiktaş ataklarında mı ters yönde esiyor arkadaşlar, olay nedir?
vallahi tiksindim artık sözlük ya, bir adamı savunmak uğruna, beşiktaş'ı kafadan üçüncü büyük yapan aynı renklere gönül verdiğim insanları görünce tiksindim. seversin, sevmezsin ayrı olaylar bunlar, ki severim bilic'i. fakat şurada bilic'e eleştiri gelince anasına sövülmüş gibi tepki gösteren, modern futboldan giren, müge anlı'dan falan çıkan adamlar var?? yani hakikaten var, oha!
bitirmeden, bilic yerine sergen'i isteyen kafaya da birşeyler söylemek isterdim ama hâli hazırda çok uzattım zaten. işte bunlar hep zaman içinde birikenlerin dışavurumu sözlük. bilic takımı şampiyon yapsın, sezon sonu helalleşmek bence en iyisi olacak. taraftar dimyat'a pirince giderken eldeki bulgurdan olmaktan korkuyor ama daha iyisi var. sabredilecek hoca olarak da iyisi var, başaracak hoca olarak da. tuchel var en basitinden kafa tatilinde olan, olmasa neyse.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?