ya vay arkadaş dedirten teknik direktör. ama kendine değil hakkında yapılan yorumlara. öncelikle bu sorum beşiktaşlılara: arkadaşlar siz bu takım 6 maçtır deplasmanda 4 maçta üst üste kazanırken ne konuşuyorsunuz beşiktaş hakkında? liverpool maçını düşünüyor diyen mi dersin, ingiltere'ye kapağı atmaya çalışıyor mu dersin, taktik bilmiyor mu dersin? bir lig maçı kaybetti bu adam. eskişehir deplasmanında bir lig maçı kaybetti. franco'nun oynamaması hatadır, atınç yerine necip tercihi hatadır, bunlara da kabul. ama gönderelim gitsin yerine şu gelsin. oğlum siz ne içiyorsunuz lan.
önce şuna değinelim: liverpool maçının önemi ve bu maç için yapılan rotasyon. önce beşiktaş taraftarı sözüm yine sana. geçen haftasonu saat 16:00'da bursaspor ile olimpiyat stadında lig maçı oynadık. maçta yaklaşık 25 bin kişi ya vardık ya yoktuk. maç pazar günü ve geç saatte değildi. önemsediğiniz lig ise neredeydiniz? ligin iyi takımlarından bursa önünde oynayacaktı takım. neredeydiniz ya? gelin gelmeyin maça ayrı konudur. soru şu? perşembe günü liverpool ile rotasyona ve dolayısıyla eskişehir mağlubiyetine yol açan maçımız var. bilet durumu nedir? bir hafta önceden kale arkaları ve doğu bitmiş. 50 bin bilet satılmış. hangisini daha çok önemsiyorsunuz siz? hangi maçı daha çok arzuluyoruz? hangisini kazanınca daha çok seviniyoruz? siz de bu maçta tribün olarak ingiltere'ye mi transfer olacaksınız? neden lig maçı 25 bine oynuyoruz biz?aslında biz daha çok istiyoruz liverpool maçını. biliç değil. avrupa takımları 30 kişilik rotasyonla oynuyorlar. arsenal yedeklerle gelip gs'ye dört attı. hangi türk takımının yedekleriyle avrupa'da, bırakın deplasmanı kendi evinde maç kazanacağını düşünüyorsunuz? yarı finalde benfica'ya elenen fener hala 3 orta saha oyuncusunun eksikliğini anlatıyor.
sevmede ve nefret etmekte ayarımız olsun. samet aybaba'nın oynattığı futbolu sevin ya da sevmeyin. ondan devraldı takımı biliç. leblebi gibi gol yiyordu takım. hem de iyi zamanında sivok, toraman, sağ bekte hilbert ile. sol bek konusu sıkıntılıydı. şimdi serdar,pedro,ersan,motta defans hattı ile daha az gol yiyorsak takım savunması başarısındandır. bunu da takıma aşılayan biliçtir.
neyse gelelim ingiltere mevzusuna: liverpool ile oynayacağımız maç son 32(otuziki) turu rövanş maçı. yani ordan son 16 çeyrek falan devam ediyor. geçen sene son 32'de kim elendi kim kaldı hatırlayan mı var. bu ingiltere'ye gitmek bu kadar mı kolay? her ingiliz takımını eleyen ingiltere'de teknik direktör mü oluyor? var mı böyle bir istatistik? ayrıca liverpool son 32 takımın bayern'i, real'i falan değil. fiorentina liverpool'dan daha dişlidir ki turu geçersek o meymenetsiz kel kesin fiorentina çekecek.
hasılı kelam: giden eskişehir maçına ben de üzüldüm. liderliğin fb-gs maçına kadar elimizde kalmasını herkes çok istiyordu ama geçen hafta gs 3. iken belki biz bu hafta 3. olacağız. yani tek maç ile liderlik gelebilir. kopma falan yok. haftaya içeride bal-kes var. sonraki hafta olası beraberlik bizi yine zirveye taşır. kaybedilen bir şey de yok.
amiyane tabirle bilic babamızın oğlu değil. giden ilk teknik direktörde olmayacak. ama bu adamın takıma katkısını, oyunculara bireysel anlamda katkısını es geçmeyin. en son kaç sene ya da teknik direktör önce takımla bu kadar bütünleşen birini gördünüz takımın başında. beşiktaş'ın şampiyon olmaması için gerekirse götünü açacak adamların geçen sene takımı şampiyon yapamayacağını bildiği için ona buna şirin gözükmek için bilic'i övmelerini bu sene duyamıyorsunuz evet. çünkü bu sene beşiktaş yarışta. unutmayın. örnek isterseniz rıdvan'ı dinleyin maç akşamları. geçen sene yere göğe koyamıyordu bilic'i. bu seneki hallerine dikkatle bakın.
esen kalın.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?