slaven bilic

la vittoria sara nostra
gerçekten arkasında durulması gerektiğine inandığım teknik direktörümüzdür kendisi.

schuster için de aynılarını yazmıştım. arkasında durulması gerekli demiştim çünkü kendisinin yönetiminde beşiktaş ilk defa sürekli olaral hücumu düşünüyordu. tabi o zaman takımın kadrosu sürekli olarak hücum yapabilecek kapasitede değildi, o ayrı mesele. sürekli hücumu düşünen ileri bölge oyuncuları ve sürekli savunma düşünen defans ile bir yere kadardı.

ancak slaven bilic; şahsımca en çok arkasında durmamız gerektiğine inandığım teknik direktör.

takım galip gelebilir, mağlup olabilir, galibiyet ve mağlubiyet serileri yakalarsınız. bunların hiç birini önemsemememiz lazım. beşiktaş büyük takımdır, evet. beşiktaş çok ama çok büyük bir takımdır üstelik. ancak bu büyüklük ne galibiyetlerle ne kupalarla ölçülebilinecek bir büyüklük değildir. bizim taraftarlığımız da kupa ve şampiyonluk taraftarlığı değildir. bu yüzden bu adama destek olmalıyız işte.

her şeyden önce takıma bir duruş kazandırdı bu adam. bir kişilik kazandırdı. sadece kavga ederek kötü örnek oldukları için sezer ve ibrahim'i kesmesi bile bir mesaj vermiyor mu size? ibrahim toraman'ı bu zamana kadar hangi hoca kesti?

ha yanlışları da var elbette; fernandes için de bir şeyler yapması gerekir. yapıyor da gerçi, bir süredir ilk on bir de başlamıyor ama daha fazlası da yakındır kanaatindeyim.

beşiktaş artık sadece defans ya da ofans yapan bir takım değil. beşiktaş defansla birlikte ofansı bir arada yapan bir takım. alınan oyunculara bakıyorum; hatalı tercihleri saymazsak -ki sayıları çok az eskiye nazaran- hepsi yerinde transferler.

alınması gündeme gelip de alınmayan veya alınamayan oyunculara bakıyorum; tam o noktaya oturacak oyuncular. takımın ihtiyacı olan oyuncular yani.

takımın ihtiyaçlarını iyi analiz edebilen bir adam bilic. önder özen ile birlikte de güzel bir ekip olacaklar kanaatindeyim. sadece biraz zamana ihtiyaçları var, o kadar.

pek çok farklı kişinin uzman olarak belirttiği gibi benim de düşüncem şudur; başarı bir ekip işidir ve takım oyunu sadece sahadaki 11 adam tarafından oynanmaz.

takım oyunu dendiği zaman sporcusundan hocasına, malzemecisinden tesisteki aşçısına, takım otobüsünü kullanan şoförden taraftarına, stadın önünde tezgah açıp köfte satan seyyardan semtte sigara satan büfeye kadar bu takıma gönül vermiş, gönülden bağlanmış herkesin üzerine düşeni layığıyla yerine getirmesiyle oynanır.

açık konuşayım; nevzat demir yerine fulya'da olsaydı tesisler, takım taraftarla daha fazla iç içe olabilseydi eğer bu sezon çok çok daha farklı bir beşiktaş izlerdik sahada.

işte benim gözümde bilic bunu yapabilecek karakterde bir adam.

bu yüzden destek verilmesi gerektiğine inanıyorum.

bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol