--alıntı--
"1991’de viyana’da uefa toplantısı vardı. birçok konuşmacı konuştu, en son dr. schneider bir sunum yaptı. sonra herkese mikrofon dolaştırılırken, yanımdaki süheyl önen’e “söylenecek çok şey var” dedim. “söyle o zaman” dedi. söz aldım. güzel bir toplantı olduğunu, iyi bir sunumun hazırlandığını söyledim. “ama ben sadece bunları dinlemeye gelmedim. farklı şeylerden söz edileceğini düşündüm” dedim. her işte doğru karar vermek önemli, futbolda daha önemli. frekans çok yüksek, çok kısa zamanda karar veriyorsunuz. bu algı demektir, bilgi demektir. o sırada elime bir not geldi: “%100 düşüncelerinize katılıyorum, sizi destekliyorum.” schneider ve yanında jira vardı. toplantıyı o yönetiyordu. schneider, jira’ya dönerek “türk arkadaşımız söylediklerimi tam anlamadı galiba” dedi. ben de kürsüye çıkmak için izin istedim, jira davet etti, çıktım. adama döndüm: “türk arkadaşınız sizin ne dediğinizi anladı. bunları bunları anlattınız ama ben başka şeyler duymak isterdim. doğru karardan söz etmek şudur: taktik doğru karar vermek, teknik uygulamaktır. uygulama ne kadar doğru olursa olsun, karar yanlışsa uygulama yanlış olur. bazen kaleciyle karşı karşıyayken, 30 metreye pas atar futbolcu. pas güzeldir ama karar yanlıştır. keşke şut atsa da 10 metre yukarıdan auta gitse” diye anlattım. sonra ara verildi, kahveye çıktık. biraz da sinirliydim, ilk ben çıktım. sonra oradaki bütün antrenörler gelip beni kutladı."
--alıntı--
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?