sana yazdım

oyunbozan
Bulutlar Gitsin...
intiharlarım acıyor. Anneme ait adını bilmediğim tüm çiçekleri suladım dün akşam. Yaşamaları için konuştum onlarla, ölmeyin dedim. Güneş görsün yüzünüz, suyunuzu ben veririm. Sanki konuştular benimle. ben su verdikçe onlar evin mutsuzluğundan ve sessizliğinden rahatsızlıklarını anlattılar. “Çiçekler insanlarla konuşur oğlum” diyen annem geldi aklıma. Gecenin bir vakti arayıp, sarhoş oğlunun dudaklarından “konuştular anne” yaşanmışlığını söylemek istedim. Anlar bir gariplik olduğunu, üzülür diye yapamadım.

intiharlarımla imtihan ediliyorum her akşam. Neden bu kadar çok içiyorsun sorusuna “çok içmezsem düşünmek zorunda kalıyorum, içerek yoksullaştırıyorum beynimi” cevabını veremiyorum ama biliyorlar. Eriyip gidişlerimi bilenler üzülüyor. Karizmatik bir ölümü seçti o diyorlar. Her kötü yazar gibi ben de içince seviyorum kendimi. Nefes aldıkça tükenen bir hayat olduğunu düşündüğüm için soluğum istemsizce hızlanmış olmalı. Doktorlar ciğerini öldürüyorsun nasihatleri veriyor. Benim bedenim her gün intihar ediyor. Ciğer de neymiş?

intiharlık iftiralar atıyorlar arkamdan. Nasıl aklında kaldıysam o olmaya devam ediyorum. Hayatıma girmek isteyen iyi veya kötü hiçbir sıfata koymadığım tenleri olabildiğince kendimden uzak tutuyorum. Sen aşıksın diyorlar başka bir şeyim yokmuş benim. Hayır diyorum içimden “ellerini özledim” sadece. Sesli olaraksa bir duyum çıkartamasam da, gülümsüyorum, hadi diyorum “kapatalım bu çirkin bahsi”

intiharlı bir mektup yazıyorum sana. içinde bildiğimiz bir ölüm kokmuyor. Seninle Üsküdar da içtiğimiz bir kahveyi çıkartamıyorum aklımdan. Hiç sevemediğim kız kulesine bile sen seviyorsun diye nasıl katlanmışım onca zaman. Gerçi ne de güzel yapmışım. Karşısında oturup iki çekirdek yediğimiz akşamlar ne güzeldi diye iç geçiriyorum. Ben seninle yürüdüğümüz sokakları seviyorum. Diz kapaklarım kanıyor, o sokaklar kanıyor, terk edilmiş evler susuyor, sokak lambaları bir tek bana sönüyor ve ben yürüyorum. Diz kapağımdan kanlar yere süzülürken deliller bırakıyorum. Ben sana, ölüyorum.

intihar ettiğim rüyalar görüyorum. Bir uçurum var, herkesin gördüğü gibi mi bilmiyorum ama çok korkutucu. Karanlıktan mıdır? Bilmiyorum. Ama kötü diyebileceğimiz rüyalardan işte. Arkamı dönüp bakamıyorum. Sen arkamdaymışsın gibi hissediyorum. Tam düşeceğim an beni tutacak mısın? Ayağım tökezliyor. Oradasın tutsana beni. Sarıl belime düşüyorum. Bir tek kelime çıkmıyor ağzımdan. “ne olursun beni tut” diyemiyorum. Ayağım tökezliyor. Ayağım kayıyor. Dizlerimin hiç gücü kalmadı derken düşüyorum. Düşerken bir anlık hissediyorum ama nefesini. Sanki benimle aynı anda bir göz yaşın yere değiyor. O kadar sessiz bir rüya ki bu bir tek onu duyabiliyorum. Bir de karanlığın uğultusunda yüzüm yukarı bakarken sırt üstü düşme seanslarımı. O an da bağırıyorum sana. Duymuyorsun. Beni tutman için artık çok geç. Düşüyorum. Uyandığımda kan ter içindeyim. Kalkıp koca bir bardak viski içiyorum. Bir sigara yakıyor ve aşağı bakıyorum. Karanlık ve sen oradaymışsın gibi. Bir çift göz ve kocaman bir beden yukarı doğru bana bakıyor. Hadi gel diyor ve ben kendimi hiç düşünmeden camdan aşağı bırakıyorum. Tam yüzünü seçebilecek kadar yaklaşıyorken. Yere çarpıyor ve yine uyanıyorum. Sancılar içinde uyanmalı zaman dilimlerinden bıktım. Gerçek bir ölüm istiyorum.

Şehire gelmeyen bir filmin, bir güzel orman olmayan bir belkinin tüm günahlarını çekiyor gibiyim. Bir akşam otursak konuşsak seninle. Baksam şöyle gözlerinin içine başka hiçbir şey istemem galiba bu hayatta. Uzaktan görebilmek için kapı arkalarına saklanıyorum. Tuhaf tuhaf hareketler işte anlat deseler utanır anlatamazsın. Utanıyorum ve öyle yapıyorum, anlatamıyorum.

Gülümse hadi, unutmuşsun beni. Aklından tamamen çıkartmışsın o yüzden daha çok gülümse. Gerçek kahkahalar at. Çevrendeki insanlar her gün biraz daha güçlendiğini görsün. Akşamlarından korkma. Sabah uyanmalarını yeniden sev. Hadi başar.

Neyi yenmedin ki sen emel Müftüoğlu şarkısını mı yenemeyeceksin?


Sen de gülümse, hadi gülümse “bulutlar gitsin”
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol