"Aylarca hiçbir şey söylemedim. Sezon sonuna kadar hep takıma ve kendime odaklandım. Sanırım konuşmak için doğru zaman değildi. Beşiktaş'tan ayrılma kararı aldıysam bunun kulüple, taraftarlarla veya takım arkadaşlarımla hiçbir ilgisi yok. Tek sorun, teknik direktör Şenol Güneş'ti. O geldiğinden beri, kendi kendime böyle bir insana güvenemeyeceğim için gitmem gerektiğini söylememe neden olan birikmiş şeyler oldu. Dünya Kupası'ndan sonra başladı. Her şey için beni suçladı. Yaptığım şeyi kabul etmiyorsanız, sorun değil. Ama kendini iyi göstermek için basının karşısına çıkıp da özelde aksini söyleyemezsin. Kış transfer döneminde İngiltere'den teklif geldi. Teknik direktöre oraya geri dönmek istediğimi çünkü orada bir hikayem olduğunu açıklamıştım. Ancak transfer döneminin sonuna geldiğimizi ve kulübün benim yerime oyuncu bulmakta zorlanacağını biliyordum. Bunu profesyonelce karşıladım. Ancak transfer döneminin sonunda kulüp, benim gibi solak bir stoper aldı. Ve teknik direktör, beni yedek kulübesine gönderdi. Bir takım arkadaşımın sakatlığı olmadan bir daha forma giyemeyeceğimi çok iyi biliyordum ve bir sezonu daha böyle riske atmak istemedim. Bana açıkça "sen benim en iyi savunucumsun, hatta en iyi oyuncumsun" dedi. Ben de ona "O zaman yedek kulübesinde olduğumu bana nasıl açıklarsın?" dedim. Bir sorun varsa, bana söylemek zorundaydın. Sportif direktör, 6 aydan kısa bir süre içinde iki kez ayrılmak istedi."
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?