adı her geçtiğinde içime bir ukde olarak oturan futbolcudur. oysa ki ne umutluyduk ondan, ne güzel gelmişti bir anda. bir kanatta ismail, bir kanatta rıdvan; gencecik çocuklarımıza teslim edecektik defansımızı, gözümüz arkada kalmayacaktı. ama sonra bir bir sakatlandılar. ismail şimdilerde kendisini toparlıyor, inşallah bir daha sakatlanmayacak ve alacak formasını ama bu çocuk.
ah be rıdvan. o manisa maçı hiç gözümün önünden gitmiyor. kahvede izliyordum, yerde kaldığı an yerimden fırlamıştım gitti diye. yerden kalkamadı, göz yaşları içinde sedyeyle taşıdılar. bekledik dönsün diye, olmadı. o sezon sonunda quaresma'nın imza töreninde inönü'ye yeniden çıkmıştı, formasını q7'ye teslim etmek için koltuk değnekleriyle. o gün bir daha burulmuştu içim. şimdi yine geldi aklıma ve hüzün doldum. ah be çocuk, ah be rıdvan. tamamlanmamış, yarım kalmış bir hikayesin ne yazık ki sen. keşke olmasaydı o günler ya da sen toparlayabilseydin. ne güzel olurdu.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?