ricardo quaresma

bu adam adam olmaz
mevcut yıldırma politikası sebebiyle arap veya rus takımları haricinde herhangi bir takımın transferi için 1 milyon euro bile bonservis bedeli sunmayacağı futbolcu.

ben quaresmasporlu değilim arkadaş ama kökten de "bu adam ne pahasına olursa olsun gönderilsin" diyen tayfadan da değilim.

bu adamın beşiktaş'ta oynadığı dönem içindeki istatistiklerine bakarsanız "başarısız" sayılmaz. kaldı ki kendisinin istatistik oranlarının yanına bile yaklaşamayacak adamlar "ama mücadele ediyor rerörerö" muhabbeti savunuluyor.

bu adamın arkasında geçen sezon birçok maçta toraman oynadı. hilbert oynadığı zaman daha iyi performans sergiliyordu zira hilbert hücuma da katkı vermeye çalışan bir eleman. ha bek konusunda sakalın olmadığı yerde abdurrahman çelebi'dir benim için o ayrı.

quaresma için "aldığı para ve verdiği verim arasında orantısızlık var" diyen adamların almeida için bulunmaz hint kumaşı edebiyatı çekmesi normal zekaya sahip insanların yemeyeceği türden bir şey.

quaresma satılır, satılmaz değildir. samet aybaba -ki kendisi tayfur havutçu'dan sadece 1 gömlek üstündür fazlası değil- geldiği gibi "istemiyorum" diye basına konuşacağına yönetimle konuşurdu, bir plan çıkarılırdı, verirdin menajerlerine "satış" yetkisini, belirlerdin fiyatını ve en son ineceğin rakamı bu adamı kadroya da alırdın, hazırlık maçlarında oynatırdın city maçında falan, 2. haftadaki galatasaray maçında oynatırdın, ağustos ayı bitmeden de satar geçerdin.

ama sen "istemiyorum" dersen, yönetim "quaresma'yı istemiyoruz" diye basına konuşursa hangi takım istenmeyen bir adama 5-6 milyon euro versin ki?

biz kiralık verdiğimiz adamdan para almayıp, yıllık alacağının da yarısını karşılayan bir takımız arkadaş. sen kendini ağırdan satacağına, alıcı kendini ağırdan satar. yönetim'deki birçok adam ticaretle uğraşıyor. arkadaş allah aşkına kendi mallarına aynı muameleyi yaptıklarını hayal etsinler "valla elimde bir villa var ama istemiyorum satıyorum. fiyat da belirlemedim ama kesin elden çıkarıcam" deseler ne olur?

sen minimum su içinde 5 milyon euro kazanacağın adamın ederini 5 cente çekersi arkadaş.

şimdi quaresma verilen programa aynen uyuyor. çıkıyor program dahilindeki idmanını yapıyor falan. parasını da ister, vermediğin zaman cas'a da gider şu saatten sonra. sezon sonu da bedavaya uçar gider.

arkadaşlar 90'lar tipi kadro dışı bırakma ile futbolcunun burnunun sürtüleceğine inanan garip bir güruh var. kadro dışı bırakma bir disiplin şeklidir ama bu süreç mevcut teknik direktör ve mevcut yönetim'deki arkadaşlar gibi amatörce yönetilmez.

bir örnekle bitirmek istiyorum.

egemen dana milli takım kampındayken, yöneticiler adamla konuşmadan basına konuşmaya başladılar. adam dönüp geldikten sonra tükürdüklerini yaladılar ve indirim olmadan sözleşme imzaladılar ki egemen ilk başlarda indirim konusunda ılımlıydı. sırf ali nur çebi gibi elemanların sivri dili yüzünden indirim yapmadı.

ali nur çebi çıkıp "egemen bizi üzerswe, biz de onu üzeriz gerekirse oynatmayız" gibi akla, izana uymayan ve bence normal zeka sahibi insanın etmeyeceği bir laf etti. egemen de "ben gidiyorum" dedi.

beşiktaş için önce güven müessesesi gelir ama siz o güveni saçma sapan güç gösterileri yaparak harcarsanız, kimseye laf etme hakkınız kalmaz.

ayrıca quaresma konusunda yönetim ve samet aybaba'yı hatalı bulanların quaresmasporlu olmakla itham edilmesi de garip. ister kötü dönemde olalım, ister çok iyi dönemde hatalı gördüklerimizi eleştirmeliyiz arkadaş.

bugün bu kulüp bu haldeyse kusura bakmayın ama mali genel kurullarda "aman camiaya yakışmaz" edebiyatı ile y.d yönetimlerini ibra edip, adamı hukuken temize çeken yavşakların da sorumluluğu büyüktür.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol