özgürlük

isyan devrim beşiktaş
gürcan yurt robinson crusoe ve cuma öykülerinin birinde şu şekilde tanımlamıştır.


şu sana el sallayanlar parmaklıkların mıydı?
esaretle vedalaştığını mı sandın?
ayakların prangadan sıyrıldı diye mi mutlusun yoksa
kendini kandırma...
ellerinin kelepçeden kurtulması değildir özgürlük!

çırpınan kanatlar alkış sesine dönüşüp
ayaklarını yerden kesse, vuslata erdim sanma...
başını her kaldırdığında gökyüzü göz kırpsa sana,
voltaları çayırlarda atsan, özgürüm diye bağırsan
kaç yazar!!!

ayak parmakların görünmez çamurdan
matarandaki son yudumu içersin...
namlular soğuyup, barut kokusunu bahar yeli uçurduğunda,
zaferin şaşkınlığını ve savaşın tatlı yorgunluğunu
ter içinde hissetmektir, özgürlük!...
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol