birinin size bahşedebileceği bir şey değildir. hiçbir baskıya, ayrımcılığa ve zulme maruz kalmadan yaşayabilmektir ve üzerinde yaşadığımız topraklarda, sanırım hiçbir zaman tam olarak gerçekleşmedi. yaşadıkları zulüm, cumhuriyet tarihi kadar eski olan insanlar yaşıyor bu ülkede. medya bize ne söylediyse, ona inandık bugüne kadar. inanmayanlar vardı elbette ama dinlemedik onları. "bölücü, terörist" dediler, inandık. yaşadıklarının belki yüzde biri kadar zulüm görüp, bunu medyanın nasıl çarpıttığını görünce anladık gerçekleri. aslında onları anlamak için yapacağınız şey çok basit. nerede, kimin çocuğu olarak doğacağımızı, kendimiz seçmiyoruz. kimsenin böyle bir şansı yok. doğu'da veya güneydoğu'da bir şehirde doğduğunuzu düşünün. doğduğunuzdan itibaren duyduğunuz ve konuştuğunuz dili konuşmanıza izin verilmediğini; bu dili konuşmamanız için size veya sevdiklerinize, hayal bile edemeyeceğiniz kadar korkunç işkenceler yapıldığını; köylerinizin yakıldığını; ailenizin öldürüldüğünü; şehrinizin bombalandığını ve nesiller boyu süren bir cehennemi yaşadığınızı düşünün. size bunları yapan devleti sevebilir miydiniz? ben sevemezdim. bu insanlar özgür değil, hem de çok uzun yıllardır; şurada yazan insanların çoğunun yaşından çok daha eskiye dayanıyor onların çektiği çile. yaşayan birine sorun, anlatsın. ben sadece, yıllar sonra anlamış ve bundan utanç duyan biri olarak söylüyorum bunları. hepimiz orada doğmuş ve sırf bu sebepten terörist damgası yiyip, ayrımcılığa uğramış olabilirdik. ayrımcılığın olduğu yerde, özgürlükten söz edemezsiniz. öyle işte.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?