ofsaytı bilen kadın

kybele
ucuzluktaki süper çantayı almak için mango'ya girdiniz. sadece bir tane kalmış, o da kasanın (kale) hemen yanında. ama bu çantanın tek taliplisi siz değilsiniz. çantayı gözüne kestiren diğer bir müşteri (rakip oyuncu) de sizin hemen yanınızda bitiveriyor. ikiniz de durumun farkındasınız ve hızla kasaya (kaleye) yöneliyorsunuz. tam o esnada; biraz önce bluz aldığınız zara'da ödemeyi yaptıktan hemen sonra çalan cebinizi cevaplamak için cüzdanınızı çantanıza koymadan arkadaşınıza verdiğinizi ve onda unuttuğunuzu fark ediyorsunuz. bir yandan kasaya doğru koşarken diğer yandan da elinizi havaya kaldırarak arkanızda kalan arkadaşınızdan cüzdanı (topu) istiyorsunuz. öyle bir durumdasınız ki, rakibinizin gerisinde kalırsanız kasaya daha uzak kalacağınız için avantajınızı kaybedeceksiniz ama eğer arkaya geçmezsiniz arkadaşınızdan uzak kalıyorsunuz ve arkadaşınız da o kalabalıkta size cüzdanınızı fırlatamıyor, her şey bir an meselesi. bu durumda yapmanız gereken rakibinizin arkasına geçip cüzdanı (topu) almanız ve cüzdanı ele geçirdikten sonra rakibinizi geçmeye çalışmanız. işte ofsayt bu. top sana atıldığı anda kaleye rakibinden daha yakın olamazsın.

(bkz: anonim)
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol