mustafa denizli

--alıntı--

"benim sayın başkan ile yaptığım toplantıda kelime kelime ne konuştuğumuz arzu ederse kamuoyu öğrenebilir, gizli kalacak bir şey değildir. sadece bir konuda kişisel olduğu için, gazete manşetlerinde yer aldığı için açıklık getirmek istiyorum. kamuoyu beni yıllardır bilir ve takip eder. yürek, beşiktaş’ta o durumda başlamak mıdır, yoksa beşinci, altıncı sıradaki rize’de devam etmek midir? bunu kamuoyunun taktirine bırakıyorum. hangisi cesaret, hangisi korku işidir. kamuoyu bunu iyi değerlendirir."

--alıntı--

görüyorum ve arttırıyorum hocam. mizacın gereği ehl-i keyf bir adamsın. çok fazla sıkıntıya strese gelemezsin. hele ki o kulüp ekonomik açıdan dar boğazda ise hiç bulaşmak istemezsin. belli ki fikret orman başkanlığındaki beşiktaş yönetimi'nin "genç oyunculara ağırlık verceğiz" temalı estirdiği sanal rüzgâr seni ürküttü. malûm, hazır oyuncu istersin. [ybkz]swh[/ybkz] [ybkz]swh[/ybkz]

hoş beşiktaş'ta söylenen ile yapılan yine örtüşmeyince aslında tam senin istediğin tarzda bir kadro yapısı ortaya çıktı yine. işlerin istediğin gibi gitmemesi durumunda rize'nin yerel basını tarafından eleştirilmek seni daha az yıpratır. cesaret-korku dikotomisine girmeye gerek yok. mustafa denizli'nin ne yapması gerekiyorsa onu yaptın.

fikret orman'ın durup dururken sana karşı fatih terim yollu iması çocukça. tutar bir tarafı yok. oraya hiç girmiyorum. ne yani, samet ayaba fatih terim'in karşısına çıkmaya cesaret ettiği için mi beşiktaş'ın antrenörü oldu? onun da beşiktaş'ın başına hoca olma saplantısı, beşiktaş sevigisinin daha üzerinde hepsi bu. 11 tane herhangi adamı yönetimine versen de olur. yeter ki isminin sol tarafında beşiktaş teknik direktörü yazsın.