sizler için üşenmeyip hatırladıklarımı paylaşacağım. xxx kilo vermiş birisi olarak diye girmek istemem. verebilen var, veremeyen var ( kiloları ) içiniz fesat olmasın. hem şevkiniz de kırılmamış olur. spor salonu ve diyetisyen'e hayatımda uğramışlığım yok. burdan başlayabiliriz ilk öncelikle. şimdi düşünün spor salonu ve diyetisyen'e bayılacaksın o kadar para, değer mi ? bence değmez. onun yerine o parayla kilo verdikten sonra üzerine olacak, tam istediğin kıyafetleri almak daha cazip gelmiyor mu sana da ? bu bir azim kaynağı olmalı. kendimce tavsiyelerime başlıyorum.
- vatan bekleyen askerin nöbet tutarken, düşmanı gördüğü zaman def etmeye başladığı gibi ağzına atacağın şeyi hemen kabul etme. şöyle bir ölç, tart. ( kalori hesaplayın demiyorum ) en azından ekmek, pilav ve makarnaya ara vermelisin.
- ben boğazımı tutamam diyorsan, hiç olmazsa gece yatağına başını koyduğunda sabahtan akşama kadar ne yediğini hatırlamalısın.
- kola ve asitli içecekler, fast food, çerez, cips vs gibi zararı bilinen şeylerle vedalaşma vaktin geldi.
- sadeece yediklerine dikkat etmekle olmaz. müzik dinleyin ruhun gıdasıdır. ama müzik dinlerken oturma organınız, sandalye, koltuk vb. üzerinde değil, boşta ve hareket halinde olmalı. evet, koşu yapın. bulunduğunuz şehirin uygun yerler vardır koşu için mutlaka. yorulunca da varsa oradaki jimnastik aletlerindeki yerinizi almalısınız.
- ve son olarak baskülle çok haşır, neşir olmayın. ay'da bir kere kafi.
bu da size kıyağım olsun. vermeye başlayınca vefasızlık yapıp bırakmayın. daha fazla yazmak isterdim ama terliyim malum. sıcağı sıcağına paylaşmak istedim. hem halı saha maçı saatim geldi. kolay gelsin.
not : bunları okuyup uygulayan arkadaşların başına bir iş gelmesinden sorumlu değilim.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?