kenan evren

yazık oldu süleyman efendiye
konjonktürün beslemeyip de astığı eski cumhurbaşkanı.

12 Eylül askeri müdahalesi, Kenan Evren'in şahsından daha ziyade öne çıkarılıyor; bu gerçek. Bunun bir numaralı nedeni, bireylerin aktörleri hedef almaktan ürken, adi yapısı; sözlü saldırıları örgütler, kurumlar, zihniyetler, hareketler vb üzerine yürütmeleridir. Benim anladığım bu... Yoksa 12 eylül'e yapılan vurgu ve Kenan Evren'in sürecin merkezinden adeta dışlanması, bir tuhaflık doğurur. Şüphesiz ki, Kenan Evren 12 eylül'ün lideridir. Günahı da sevabı da onun üstüne kalmıştır.

Türk solunun ya da Türkiye solunun(hangi tabir işinize gelirse) TİP ile başlayan süreci, MDD fikriyatıyla yaygınlık kazanmış, Deniz Gezmiş ve Mahir Çayan gibi eceliyle ölmeyen aktivistleri sembolleştirerek, siyasetten ziyade çatışmacı araçlarla, bir devrim gerçekleştirme arzusuna dönüşmüştür. MDD çizgisi çeşitli bölünmeler yaşamış, ancak yöntem farklılıkları meydana çıksa da, yöntemlerin ortak öznesi şiddet olagelmiştir.

Sol terörizm gibi sağ terörizm de çeşitli dönüşümler geçirmiştir. Alparslan Türkeş'in CKMP kadrosuna katılması, partinin Bölükbaşı anlayışından bir kopuşunun miladıdır. Esasında solun alternatifi ve tam zıddı(?) sayılabilecek siyasi ideal, siyasi konjonktürde, eksik olan parçayı tamamlamıştır. Sola karşıtlık üzerinden konumlanan sağ hareket, önceleri TKMD içinde örgütlenmiştir. TKMD, temsil yetkisini, zamanla Ülkü Ocaklarına bırakmıştır. CKMP ise MHP'ye dönüşmüş, daha tutarlı görüntüye ulaşılmıştır. Sağ hareket, sol harekete nazaran daha homojen yapıdaydı. Kurumlarda değişim oldu ama bu değişim, tabanda kopmalara ya da çatlak seslere ortam sağlamamıştır. Sağ düşüncenin otoriter yapısı, bu yekpare görünümde etkili olmuştur.

Sol hareketin kuvvetlenmesi, karşıtı sağ harekette de benzer çalışmayı zorunlu kılmış, tabanda değil ama sokakta iki güçlü düşman, denetimini sağlamıştır. Bu kutuplaşma, çatışmalara sahne olmuş, yaklaşık 5000 insanın ölümüne, yüzlerce binanın tahrip olmasına sebep olmuş; sıkı yönetim uygulamalarıyla, yaşamsal faaliyetler engellenmiştir. Devlet baskısı olmaksızın bile halk zaten korkudan sokağa çıkamaz olmuş, bireyler psikolojik sorunlar yaşamıştır.

Sosyalist hareketi ya da MDD hareketini temsil eden tek siyasal parti TİP idi. Kimi bağımsız adayların da sol düşünceye sahip olduğu kabul edilir.
Sağ hareketi temsil eden siyasal parti MHP idi.
1977 genel seçimlerinde tip ve bağımsızların toplam oy oranı %2.6 olmuştur. Mhp'nin oy oranı %6.4... Sağ ve sol hareketin toplam oyu ise %9 olmuştur. Ayrıca MSP ve TBP gibi marjinal partilerin toplam oy oranı %9'da kalmıştır. Kalan %82 oy, merkezi temsil edenlere akmıştır.

12 eylül askeri darbesi, %82'nin güvenliğini sağlarken, %9'a acı çektirmiş, halkın büyük bir kısmı darbeyi bayram havasında karşıladığı gibi yeni anayasayı onaylamıştır. Kenan Evren %82'nin sesi olmuş, can güvenliğini ve huzuru sağlamıştır. Artık kahvehaneler silahlarla taranmayacak, üniversiteler işgal edilmeyecek, bombalar patlamayacaktır.
O günün masum insanları Kenan Evren'e teşekkür ederken, bugünün masum insanlarının 12 eylül'e küfrü, bana biraz bilisizce geliyor. halktan öte siyasiler, yazarlar ve basın-yayın kuruluşları bu tuhaflığı sergilemektedir. Bir siyasetçi görüyorum, dönemin teröristlerinin adını mecliste anarken gözyaşlarını tutamıyor. Bir televizyon kanalı görüyorum, darbeye saldıran belgeseller hazırlayıp yayınlıyor. Ne istiyorlar ki? O süreçler yeniden mi yaşansın?
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol