Parti içi devrimle CHP'nin sınırlarını genişletmek arzusunda oldu. Bu, ideolojik bir devrim olabilir. Ama esasında ideolojisizlik devrimi idi. İdeolojisizliğin çekici tarafı her kesime göz kırpma yeteneğidir. Elbette partinin ''resmi'' değerlerine bağlı bir topluluk vardır. Nihayetinde CHP 90 yıllıktır. Ancak, önceki dönemlerde partinin hapsolduğu oranı aşmak istedi. Kemik, iktidar olmak için yeterli değildi.
İdeolojisizleşme kadrolarla başladı. Söylem(aslında söylem çeşitliliği) bunun uzantısı oldu. Baykal döneminin tek tip karakterleri, yeni CHP'de yalnızca bir pay sahibi oldu. Bu çeşitlilik sürekli farklı eleştiriler doğurdu. Eleştirinin kaynağı önceki dönem eleştirilerinin kaynağından daha çeşitlilik arz etti. Çeşitliliğin hem bir girdisi hem de bir çıktısı oldu. %10 barajı, Kemal Kılıçdaroğlu'nun silahıydı. Kemik kitle, partinin geçmiş değerlerini benimseyen alternatifleri buldu bulmasına ama bu alternatifler mecliste yer almayan, oy oranı son derece düşük siyasi partilerdi. Küçük bir kısım MHP'ye kaydı. Bu kalabalığın ciddi bir sayı olmadığı anlaşılabiliyor. Bununla birlikte CHP'ye ekstra oy kazandıran en başta Kemal Kılıçdaroğlu'nun Alevi kimliği(veyahut mezhebi) oldu. Kadrolardaki karakter çeşitliliği muhafazakar kesimin kuşkucu tabularını yıkmadıysa da zayıflattı. Kürtlere ''biz de sizin sorunlarınızla ilgileniyoruz'' mesajı verildi. MHP'nin genel başkan basiretsizliği de, MHP'nin okur yazar kesiminden CHP'ye kaymalara neden oldu.
Yeni CHP için ''HDPleşme'' benzetmesi yapılır, lakin Kemal Kılıçdaroğlu yalnızca Ak Part'nin yolunu takip ediyor. Partiye yapılan her eleştirel konunun aynı Ak parti'de de mevcuttur. Zira çeşitliliğin en uygun örneği Ak partidir. Yine Ak parti'ye yöneltilen bir çok suçlamanın da, CHP iktidarında yaşanmayacağı kesin değildir. Kuram çok basit ve anlaşılır: İdeolojilerden ne denli uzaklaşırsan eleştiri o kadar artar ama eleştirinin kaynağı o kadar bölünür ve örgütlenme etkisizleşir.
Her ne kadar Kemal Kılıçdaroğlu imajı güven vermiyorsa da şöyle bir gerçek var: CHP'nin, 1980 hükumet darbesinden, Kemal Kılıçdaroğlu'na kadar, genel seçimlerde ''en büyük'' başarısı %20.9'dur. Kemal Kılıçdaroğlu'nun genel başkan olarak katıldığı 3 genel seçimde ise ''en başarısız'' oran %25'tir.
not:Bütünüyle kişisel analizdir. Tahrik amacı içermez.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?