bir insanın hayatına ciddi kareler, korkular, izler bırakan durum.
kısa bir tatil için ailemin yanına samsun'a gitmiştim. bir kargom gelmiş ancak, kargoyu şubeden almam gerekti. samsun'un sanayi bölgesinde yani biraz uzakta kalan şubeye babamın 'ben gelirken alırım' demesine rağmen kalkıp kendim gittim. amacım oradan hemen karşıya geçip sahil kısmına geçmek, biraz oturmak karadenizle hasret gidermekti. kargoyu alıp, heyecanlı biçimde karşıya geçerken arabalara kırmızı ışık yandı. bir yolcu minibüsü durdu. ben de yaya geçidinin yarısına kadar gelmiştim ki dehşet bir gürültü ile olduğum yerde sıçradım ve ileriye doğru koştum. minibüsün arkasında doğru baktım ve yerde motoruyla minibüse, bell ki duramadığı için çarpmış adamı gördüm. (eğer minibüs olmasaydı o motorun bana çarpacağı ihtimalini düşündükçe çıldırıyorum!) motorlu adam yerde yatıyordu, gözleri açıktı, sonra gözlerinin siyahi gitti, beyaz oldu o saniyede. ağzından kan geliyordu. dolmuş şoförü aşağıya indi, adamı gördü, beni gördü. etrafta kimse yok, insanların olduğu bir bölge değil. telefonumu çıkarıp 112'yi aradım. dilim tutulmuş ama konuşamıyorum. 'kaza oldu! kaza oldu!' diyebiliyorum sadece. yerimi tarif ettim, ya ben tarif edemiyorum panikten ya da telefondaki kadın inatla anlamıyor. en sonunda söylediğim yeri anladı. etrafa birkaç kişi doluşmuştu, çantamda su vardı. çıkarıp dolmuşçuya verdim. kaldırıma oturup hayatımın en büyük hatasını yaptım: bir daha aklımdan hiç çıkmayacak o dakikaları izledim. mal gibi izledim. çaresizce. tam 4 dakika sonra 112'yi tekrar aradım. gelmek üzere olduklarını söyledi. ambulansın gelmesi 6 dakikayı buldu. ve adam orada öldü. gözlerimin önünde, 6 dakika içinde bir insan öldü. az önce yaşayan insan öldü. adamın öldüğünü fark edince dolmuş şoförü ağlamaya başladı, ben de ağlamaya başladım. kaldırıma oturduk ağladık beraber. bana ağlayarak ''abla ne olur şahit ol, sen gördün her şeyi, yoksa beni süründürürler.'' dedi. sadece başının belaya gireceğinden değil, adam öldüğü için cidden üzüldüğü belliydi. sürekli bir şeyler sayıklıyordu. ben de ağlayarak tamam dedim.
tansiyonum düştü. olduğum yerden kalkamadım sonra. bir sağlık ekibi de bana geldi. ambulansa götürdüler. dolmuşçu abinin diğer dolmuşçu arkadaşları tek tek gelip geçmiş olsun dediler, birileri sigara getirdi, birileri su. şahit olacağım için teşekkür ettiler. o ara hatırladığım her şey kesik kesik. hâlâ inanmayan bir halde, etrafımdaki herkese 'öldü mü adam? adam öldü mü? gerçekten öldü mü?' diye soruyordum. çok zaman geçmeden savcı geldi. rapor yazmaya başlandı. o sırada az önce ölen adamın kardeşi kaza yerine geldi. o bağırışları duyunca bana yeniden bir ağlama krizi geldi. savcıya ambulansta ifade veriyordum, diğer polis de yazıyordu. savcı ne kadar zor konuştuğumun farkındaydı, bir yandan da beni teskin etmeye çalışıyordu. ambulansın kapısını kapattılar, ambulans hareket etti. şimdi düşünüyorum da beni oradan uzaklaştırarak çok mantıklı iş yapmışlardı. ifade bitene kadar dolandık. olay yerine geri döndük. ambulanstan inip, beni evime götürecek polis arabasına biniyordum ki ölen adamın üzerini kapanmış olduğunu gördüm. yeniden ağlamaya başladım. beni polis arabasına götüren polis, bir sakinleştirici iğne yaptıralım mı sana dedi. ambulansa geri dönüp bir iğne oldum. ardından eve bıraktılar.
hayat dediğimiz o şeyin aslında çok da büyük bir şey olmadığını 6 dakika içinde artık bir hayatının olmayabileceğini kavramam, olayın şokunu üzerimden atmam uzun sürdü. bir ölüme şahit olmak, bin ölüme de şahit olsan her defasında sarasacaktır.insan aklı elbette bunu bir mantığa büründüremeyecektir, ben hâlâ büründüremiyorum mesela...o günlerde babamı bir vespa motor almak için ikna etmişken, değil bir vespa sahibi olmayı, şimdi yolda motor görsem kaçıyorum. bazı bazı yerde yatan o adamın beyaz gözlerini, titreyen dudaklarını hatırlamışken yakalıyorum kendimi. 6 dakika sayıyorum, bir adam daha ölüyor belki. neyse ki bir kaldırımda oturup şuurumu kaybetmiş biçimde izlemiyorum...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?