30 eylül 2012 pazar günü beni çileden çıkaran mağazamız.
taksim'den yürüyerek beşiktaş'a iniyoruz,yanımda fenerbahçeli babam,galatasaraylı annem var. hevesle giriyorum statta bulunan kartal yuvası'na, kırmızı formaları görüyorum, bakıyoruz ya xl ve xxl, ya da s ve xs beden var. hatta feda deyip uzun kollu s formayı deniyorum ama forma dalgıç kıyafeti gibi üstüme yapışıp nefes almamı engelliyor. xl alsak emanet palto gibi görünecek. sabır sabır deyip nostalji formaların bulunduğu yere geçiyorum;
burada da sadece xl ve xxl bedenlerin olduğunu görüyorum, ya arkadaş bütün formalar mı tükendi,stoklarda da mı kalmadı,anlamıyorum. lan kırmızı+nostalji forma alacağım,kıçımı yırtıyorum, mağazaya giren her taraftar kıçını yırtıyor bir şeyler almak için ama beyefendiler sadece anoreksik ve obezlere forma satma fikrinde anlaşılan. o yok bu yok, fenerli olup kadıköy'deki fenerium'a girsem 500 liralık ürünle çıkarım mağazadan, burada başımıza gelene bak. sinir stresle mekandan ayrılıyorum.
şimdi belki bazıları beni uyarır 'inönü'deki mağaza zaten rererö' diye ama hiç sanmıyorum ya, benim için kartal yuvası demek stattaki mağaza demek. ben bir şey alacaksam hep oraya giderim,zaten en geniş kapsamlı mağaza da orası olmalı, anlamıyorum.
herhalde ürünlerin teslimatı arasında kalan şanssız döneme denk geldik deyip buna inanmak istiyorum,öyle ya fernandes forması bile yoktu mağazada.
demem o ki; bu taraftar kaliteli ürüne aç, siz yeter ki adam gibi işletin mağazaları, o zaman eski satış rakamlarını 3'e de 5'e de katlarsınız.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?