kaptan'dan yazılar

kaptan
Canım FEDA olsun sana...

Anlayamazlar dostum, anlatma…
Onu nasıl sevdiğimizi, bilemezler, anlayamazlar…
Siyahına hangi acılarımızı, eksikliklerimizi…
Beyazına hangi umutlarımızı, hayallerimizi bağladık…
Anlayamazlar…

Deplasman yollarında, sana gelirken ölümüne…
Aslında nelerden kaçtığımızı, sana sığındığımızı anlayamazlar…
Babasız geçen yıllarını, onu, tıpkı benim gibi…
Nasıl her maç yüreğinde, yanında taşıdığını bilemezler…
Bir top, ve peşinde koşan adamlar…
Onlar, bilemezler dostum…
Annen ameliyat olacakken, üç kuruş rızkından, “az diye utana sıkıla” sana destek olmalarını anlayamazlar…
ölüne gelirler, dirine gelirler, düğününe gelirler…
Gerdeğe bestelerle gider mi insan…
Gider…
ölüme gülerek gider mi…
Son aldığı haber manitasının Beşiktaşlı olduğuysa, gider…
Anlayamazlar onlar, bilemezler…

Son nefesini verirsin…
Açar atkılarını, göğe kaldırır…
Cenazene gelirler…
Anlayamazlar…

Dostum, sığdıramadın değil mi büyük sevdanı yüreğine…
Hayatlar da kilometreler gibi geçip giderken…
Daldın hayaline değil mi, benim gibi…
Yeşil sahaya çıkan çubuklunun…
Nasıl güzel göründü değil mi gözüne…
Azrail bile korkup sana uzatma vermediyse şerefsizim…

Babanı da düşündün değil mi…
Erken gidişini, sol yanından, sol yanına yol yaptın…
Beşiktaş sokağı koydun yolun adını…
Her gün yürüdün o yoldan…
Babana kavuştun değil mi…
Bilemezler dostum…

Babamın bana cebindeki son parayla forma alıp…
Bir mağlubiyet sonrası…
Düşen gözyaşlarım, toprağa değil, armama düşsün diye…
Bir hafta işe yürüyerek gittiğini, ama beni kendine…
Beni Beşiktaş’a…
Beşiktaş’ı karşılıksız, menfaatsiz sevmeye inandırdığını…
Bir dine inanır gibi…
Anlayamazlar dostum…

Siyahına gömdüğümüz ayrılıkları, ölümleri…
Terkediliş, gidişleri ardına bakmadan…
Ve beyazına bağladığımız umutlarımızı…
Beyaz gelinliğiyle bana gelen sevdamı mesela…
Omzuma alıp maça götüreceğim kızımı…
Ya da yalnız, yaşlı, huysuz bir adam olup…
Hani rakip takım yüklenirken…
Kapalı’da horoz totemi yapan babamız gibi…

Kirletmediğimiz hayallerimiz, ağrıyan bacaklarımız, bembeyaz saçlarımız…
Sana koştuğumuz anlarımızı…
Anlayamazlar dostum…

Dostum, sığdıramadın değil mi büyük sevdanı yüreğine…
Abilerinin, kardeşlerine destek vermeye gitmek istedin belki de…
Belki de babanı özledin…
Varsa, nefes almasına rağmen kaybettiğin yarini özledin…
Siyaha gömdün acılarını…
Beşiktaş sokağından…
Son kez yürüdün…
Seni biz anlarız…
Onlar…
Anlayamazlar…

Yolu Beşiktaş’tan, yolu hayatımdan geçmiş…
Büyük, küçük, daha doğmayanı da dahil…
Kavga ettiğim, sarıldığım, ağladığım…
Acımı, sevincimi, ayrılığımı, yalnızlığımı…
Güzel günlerimi, gülüşümü, bir bardak rakımı…
Umutlarımı, umutsuzluklarımı paylaşan herkese…
Hakkım dibine kadar, gittiği yere kadar, sonun kadar helaldir…
Hakkımız sana helaldir dostum…

Teşekkür ederim…
Varlığına Beşiktaş..!
Varlığına..!

Optik Başkan…
Pembe Hasan…
Cüce Ayhan…
11 yaşında kaybettiğimiz küçük şifo’muz Mehmet Uzun…
Ferdi Arslan…
Barış Akarsu…
Kazım Kanat…
Daha niceleri…

Ve Emre Kuş…
öLüMSüZDüR..!

Canım “FEDA” olsun sana…
Anlamazlar…
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol