adaylık sürecinde sen bu adama "sen aday olabilirsin, seçilirsen de meclise girebilirsin, milletvekili olman için bir engel yok." demiş misin? demişsin. o zaman şimdi ne bok yemeye bu adamı meclise sokmyosun. madem sokmuycaktın niye aday olmasına izin veriyosun. mal mısın sen? nasıl bir devletsin ki milletvekili olmak için başvuruda bulunmuş bir insana "sen aday ol milletvekilliğini tehdit edecek veya meclise girmene engel teşkil edebilecek bir durum yok." diyip seçimden sonra "hayır efendim senin hakkında mahkeme kararı var sen meclise giremezsin sadece aday olabilirsin." diyebiliyosun. ulan madem mahkeme bu adamla ilgili böyle bir karar veriyo bunu neden ysk'ya bildirmiyo "bak kardeşim bu adamla ilgili böyle bi dava var sen bu adamın aday olmasına izin verme bu adam mahkum olursa sıçarız." niye demiyo? ya da ysk mahkemeye "olm bak bu adamın aday olmasına izin vercem ama siz şu elinizi çabuk tutun bu adam seçilirse ne yapcaz amk. biraz hızlı çalışıp şu işi seçimden önce bitirin." diyemiyo mu?
kaldı ki sorun sadece hatip dicle ile ilgili de değildir. mustafa balbay, mehmet haberal ve engin alan da meclise girememektedir şu anda. ve bu 4 vekil meclise kesinlikle girmelidir. girmelerine izin verilmiyosa o zaman bu vekillerin partileri de meclise girmemelidir.
bakınız bi insan terörist olabilir, bazı pis işlere bulaşmış olabilir, darbe yapmak istemiş olabilir, darbe için uygun ortamı hazırlamaya çalışmış olabilir ama siz bu adama adaya olma hakkı veriyosanız bu vekil olma hakkını da verdiğiniz anlamına gelir. bu adam seçildikten sonra meclise girmesine izin vermemek faşizmin allahıdır. kaldı ki hakkında kesin karar verilmiş bir vekil vardır bunların arasında ve bu adam da vekil seçilmiş ve sen buna izin vermişsin o zaman ne bok yediyse yedi bu adam meclise girmelidir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?