kulüp başkanının sahibi olduğu firmanın (vurgula: son anda) sponsor olması sayesinde akan oluk gibi paranın nba lokavtı ile birleşmesiyle yabancı transferi yapanların kerameti kendinde zannetmesinin en somut örneğidir.
bilmeyen de zanneder ki bu beyler milangaz firmasıyla kıran kırana pazarlık edip beşiktaş erkek basketbol takımının ana sponsoru olması noktasında pay sahibi olmuşlar yahut şubeyi düzenli gelir sahibi yapmışlar.
yahu baba demirören söz konusu firmayı şubeye kanalize etmese ergin ataman'ın daha sezon başlamadan istifasını vereceğini herkes adı gibi biliyordu. siz kimi kandırıyorsunuz?
milangaz'ın takıma sponsor olduğu tarihe bir bakın bakalım. neredeyse tüm takımlar yerli transferini tamamlamış. sen gözden düşen isimlere yönelmek zorunda kalıp, kadro dışı bıraktığın serhat çetin'i geri çağırmışsın. yeterli yerli rotasyonuna sahip olmadığın için kartal özmızrak'a (vurgula: süre vermek zorunda kalıyorsun). (sonra yemesinler milleti "ataman gençleri oynatıyordu" diye) mecburen pahalı yabancılar transfer etmek zorunda kalmışsın. nba lokavtı imdadına yetişmiş. caka satmayı müthiş seven bir başkanın var.
şimdi kalkıp böyle bir tabloyu yönetcilik başarısı diye pazarlamak da neyin nesi? saf mı zannediyorsunuz siz insanları?
kunter'in o dönemin her sene şampiyonluğa oynayan efsane ekibi eczacıbaşı'na transfer olması bizi incitecek falan mı zannediyorsunuz? beşiktaş'tan yetişen her basketbolcu kariyeri boyunca beşiktaş forması mı giydi? bu durum erman kunter'in beşiktaşlılığına halel mi getirir?
bir de bunu söyleyen beşiktaş'ın galatasaray ile oynadığı erkekler basketbol türkiye kupası maçına, (vurgula: galatasaray takımı kafilesiyle giden) hasan bozkurter olunca komedinin boyutları arşı deliyor.
neredeyse akatlar'ın önündeki köfteciye borç çıkacak hâlâ çegoti çigoti.
daha da konuşturmayın beni..
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?