harry potter

saniyede yirmidört kare
çocukluğum. büyüme dönemim. şimdiki halim.

ilk kitabını elime aldığımda sanırım ilkokul 6. sınıftaydım. kitaplar çıktıkça sürekli okudum, filmler geldikçe de izledim. üniversitenin 2. sınıfında da son filmi ile seriyi bitirdim. yani tüm büyüme dönemim harry potter'a denk gelmekte. harry potter ile büyüyen şanslı nesildim. sapıkça neredeyse tüm büyülerini ezberlediğim dönemler olmuştur, tabi o zaman o fantazyaya kendimi kaptırdığım dönemlerdi. bölümüm itibariyle sürekli film izlemem gerek, hiçbir filmi de ikinci defa izleyecek sabrım yok. ama harry potter'ın ilk filmi 2001 yılında geldi ve ben hâlâ o filmi bile dönem dönem açıp izleyebiliyorum. diğer filmleri de kaç kere izledim bilmiyorum. haftanın 1 günü mutlaka ama mutlaka, bir filmi izlemek için yeterli vaktim olmasa bile çok sevdiğim sahnelerini mutlaka izliyorum. hâlâ da sanki hiç izlememişim mevzuyu da bilmiyorumuşum gibi merakla ve adrenalinle izliyorum. bence bu filmin başarısı da burada, izleyip tüketilen bir seri olmaması. yarattığı evrende birçok küçük ayrıntı (büyüden, kaleme, spordan, devlet düzenine kadar) bulunup, her ayrıntının farklı kişilere hitap etmesi. misal ben düellolara bayılıyorum, lumos! secrumsempra ve affedilmez lanetlerin hastasıyım.

şu sıralar, serinin içindeki bir kitaptan [ybkz]swh[/ybkz] yola çıkılarak yapılacak filmden bahsediliyor. heyecandan ölüyorum. bir daha o evrenin içinde olmak, şatonun duvarları, resmi cübbeler, yemek sofraları, diagon yolu, londra'nın arka sokakları, king's cross peron 9-3/4... deliler gibi özledim ya!
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol