her zaman dışarıdan göründüğü gibi değildir. bazen de (özellikle "küçük ölçekli işletme" tabir edilen yerlerde) işverenin uçan kuşa borçlu olup, ödemeleri öncelik sırasına koyma zorunluluğundan kaynaklanır. örneğin, ay sonunda maaş veriliyorsa, öncelik ssk ödemelerindedir çünkü onların geciktirilme şansı yoktur. kredi kartları ve kredi borçları için de aynı şey geçerli. buna rağmen, 3865. kez borca girilir ki çalışanlar zor durumda kalmasın. ama çalışanların tüm bunlardan haberi olmaz tabi. ülkenin şu ekonomik şartlarında, hem ayakta kalıp hem de kimseyi mağdur etmemek kolay değildir. patronlara söven insanların çoğu bunu bilmez ama verdiğim örnekteki durumda olan işverenlerin durumu, çalışanlarından çok daha vahimdir. çünkü cebine giren 5 kuruş para yoktur. arada, hiçbir zaman sıfırlanmayan, hep eksilerde olan hesabından 50-100 tl falan çeker, gerekirse onu kullanır. zorunlu olmadıkça alışveriş yapmaz. tüm bu anlattıklarım, madalyonun görülmeyen kısmıdır. "patron" diye bildiğiniz şey, sadece kodaman iş adamlarından ibaret değildir. oturduğumuz yerden küfürler etmeden önce, bunu da hesaba katmak yerinde olacaktır.
edit: eksi veren arkadaş, umarım günün birinde kendi işini kurar ve yukarıda anlattığım durumlarla karşılaşırsın. şimdilik davulun uzaklardan gelen sesiyle halay çekmeye devam.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?