hayranı olduğum takım.
bize dayatılan futbol perspektifi o kadar egemen olmuş ki zihinlerimize, şampiyonluğa oynamayan takımı takımdan saymaz hale gelmişiz. anca memleketimizin takımı olacak ki, tuttuğumuz büyük takıma ek olarak hafta sonlarında göz ucuyla takip edeceğiz.
büyük liglerin proje takımları vardır. o takımlar güzel futbol oynar, oyuncu alıp satar, bu şekilde varlığını sürdürür, mesela ingiltere'deki en başarılı proje everton fc'dir. italya'da udinese, almanya'da...ımm..almanya'da bütün takımlar proje, orada kazanmak asıl amaç değil. ispanya'da politik seçimlerinden dolayı athletic bilbao... gibi gibi, bu takımlar şampiyonluğa oynamazlar belki, ancak amaçları güzel futbol oynamak, ucuza aldıkları oyuncuları iyi paralara satıp kulüp döngüsünü işletmektir. kaldı ki udinese'nin gençlerbirliği'nin everton'un bilbao'nun avrupa kupalarında başarılı sezonları da vardır.
ankaralı olsaydım gençlerbirliği taraftarı olabilirdim, en azından üniversiteyi ankara'da okuyor olsaydım gençler kombinesi alıp iki haftada bir o takımı izlemek isterdim. bir takım düşünün, elindeki imkanlar dahilinde güzel futbol oynamaya çalışıyor, sinir-stres zaten yok, insanlar salt futbol için geliyor stada, haliyle senin övgüyü hak eden takımın kaybettiğinde sırf şampiyonluk beklentisi yüzünden küfür yerken o adamlar aile ortamı yaratabiliyor. zaten ingiltere'de, almanya'da olup türkiye'de olmayan şey bu. adam bristol rovers'ın fanatik taraftarı mesela ve senin benim beşiktaş'ı tutmamız gibi bağlı takımına, gidip de chelsea'yi tutayım demiyor.
neden? çünkü orada zihinlere iki takımın egemenliği düşüncesi kazınmıyor. bu ancak türkiye,yunanistan gibi futbol kültürü gelişmemiş ülkelerle, ispanya, iskoçya gibi çok büyük iki marka yaratmış ülkelerde olur. adamlar her şeye reyting olarak bakıyor, haliyle beşiktaş'ın bile önemi yok onların gözünde, ne kadar az kutup varsa o kadar yoğun reyting var çünkü. yaşasın galatasaray-fenerbahçe ligi.
gençlerbirliği ilhan cavcav'ın 'küçük olsun benim olsun' mantalitesine mahkum olmasaydı çok iyi bir atılım yapabilirdi, şampiyonluk olmasa bile her sene 4., 5. olabilecek bir takım yaratılabilirdi ama cavcav denen adamın da 'borçsuz bir kulüp yaratma' gibi bir başarısı var, daha ne olsun?
gençlerbirliği diye girdim çok farklı yerlere bulaştım yazı uzadı, velhasıl kelam, gençlerbirliği taraftarı bir başkadır. yukarıda sayıp döktüğüm şeyleri anlayabilmiş ve seçimini yapmıştır. ne ankaragücü taraftarı gibi yozlaşmıştır ne de büyük takım taraftarının çoğunluğu gibi başarı odaklıdır. çok az sayıda ama sağlam, kültürlü bir topluluktur. hiç gençlerbirliği maçı izlemedim ankara'da ama eminim gençlerbirliği tribününde bir lig maçı izlemek çok zevklidir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?