2015-2016 futbol sezonunda avrupa kupalarına katılma hakkı kazanamayıp cezasını -en az- 2 yıla çıkarması durumunda beşiktaş'ın 2004 yılında düştüğü durumun aynısına düşeceğini düşündüğüm takım.
2 yıl avrupa kupalarından uzak kalmaları durumunda takımda kalan sneijder, muslera ve podolski gibi önemli son isimler de ayrılma kararı alacaklar, transfere bütçe ayıramadıklarından o melo'lu, drogba'lı dönemlerini bir daha çok ama çok uzun yıllar sonra göreceklerdir.
yıllardır bizimle o kadar çok alay ettiler ki şimdi aynı duruma kendileri düşmek üzereler. taraftarları başarı odaklı olduğu için girmesi muhtemel bu çok zor dönemde beşiktaş taraftarı gibi sabırlı olmayıp kulüplerini daha çok baskı altına alacaklardır. benim aklıma gelen bir senaryo ise kulübün bu baskılara dayanamayıp son bir can havliyle ve taraftarın gazını almak niyetiyle yapacağı bir kaç pahalı yıldız transferi ve sonrasında plansızlıktan dolayı gelecek çok muhtemel başarısızlık. akabinde bir arap milyarder mi kulübü satın alır, kayyuma mı devredilir orasını bilemem.
bu durumdan kurtulmaları elbette mümkün ama kulüp kültürü aşırı derecede başarı odaklı olduğundan camia planlı bir yapılanmaya sabır gösteremeyecektir. beşiktaş'ın içinde bulunduğu kötü durumdan çıkmak üzere olmasının en büyük nedeni taraftarının[ybkz]swh[/ybkz] "sevinmek için sevmedik" mottosudur. taraftarımız sabırlı davranmayıp,, kulübü daha da fazla baskı altına alsaydı belki de şu anki durumumuzun tam tersini yaşıyor olurduk...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?