kulübün başında oldukları sürece beşiktaş'ın sportif anlamda hep aşağılara doğru sürüklenmesine neden olacak topluluk.
rakiplerimizden özellikle birinin yaptığı transferlere bakarsak önümüzdeki sezon başarılı olmayı ne kadar istedikleri aşikar. ee başlamak bitirmenin, istemek de başarmanın yarısı derler. adamlar alt tarafı bir sezon şampiyon olamadılar ama kulüpte sanki 20 yıldır şampiyon olamıyorlamışcasına bir hava var. resmen bir seferberlik, ohal ilan edildi kulübün içinde. baskette de aynı yatırımları yaptılar, meyvesini euroligde yarı final oynayarak topladılar. elendikleri takım da r.madrid.
şimdi diyeceksiniz ki "ee bizim transfer yasağımız var. para da yok? hem bu adamlar stat yapıyorlar."
birincisi; beşiktaş, içinde bulunduğu durum ne olursa olsun başına geçip de fakir edebiyatı yapabileceğin bir kulüp değildir. bu camiada her zaman başarı esastır ve amaç katıldığın her turnuvada/ligde şampiyon olmaktır, "üçüncü" olmak değil!
ikincisi; madem ücret ödeyip transfer yapamıyoruz ve bonservizsiz oyunculara yöneliyoruz, o zaman nerede bu adamlar? evet bizim dışımızda ilgilenen başka kulüpler tabii ki var ama şu gevşek manzara açıkça ortaya koyuyor ki transferle ilgili hiçbir programımız yok. mesela "şu futbolcuyu satabilirsek sağlanacak olan bütçeyle şu ve şu futbolculara yönelebiliriz" gibisinden bir b planı olmadığı için demba ba ve gökhan töre gibi para eden futbolcularımızı satamıyoruz. çünkü yerlerine gelecek adamların en az bunlar kadar hatta bunlardan daha faydalı olmaları gerekir. yoksa "bu futbolcular satılır mıydı hiç?" gibisinden çatlak sesler çıkacaklarını biliyorlar.
bu adamlarla beşiktaş 6-7 yıl gibi bir süre içinde olsa olsa gayri menkul zengini bir kulüp olur. o zenginlikle de m. pektemek'lere zamlı tarifeden milyon eurolarla 8-10 yıllık kontratlar yapar.
bu gidişatla şahsi fikrim, kulübün tek umudunun şenol güneş olduğudur. elinde, geçtiğimiz sezondan daha farklı bir kadro olacağını düşünmüyorum. bu sezon futbolda başarı yakalamak, şenol güneş'in teknik bilgisi ve karakteriyle ortaya koyabileceği farklarla doğru orantılıdır. zaten balık başkan kokardan yola çıkarsak ilk 3-5 maçta çıkar ortaya ne olacağı.
şampiyonluk hasreti yine 6 yıla çıktı. yine kendi adıma konuşursam, bu yıl da şampiyon olamazsak sanırım başarıyı yakalayana kadar araya biraz mesafe koyacağım. sevinmek için sevmedikçiler, arma aşıkları vs. atlayacaklar şimdi ortaya. hepiniz gibi ben de çok seviyorum beşiktaş'ı ancak bu kadar hezimeti kaldıramıyorum artık. evin içinde ortalığa küfürler savuruyorum, elime geçen nesneleri sağa sola fırlatıyorum. bunlar yüzünden eşimle tartışıp (sonuna kadar haklı) huzurumu kaçırıyorum. artık sinirlerim kaldırmıyor. sevinmek için sevmedik diye diye bu hale geldik zaten. her başarısızlıktan sonra aptal saptal duygusallık yerine diğerleri gibi kulüp bassak, futbolcu kovalasak bugün böyle olmazdı. çünkü gelenler büyük bir kulübe geldiklerini anlarlardı. amk adam 3 gol atsa da goy goy, bir halt etmeden, yattığı yerden para kazanıp, pavyonlardan çıkmasa da goygoy. bence bu başarısızlığın en büyük sebebi sevinmek için sevmedik zihniyetidir. hayır amk ben sevinmek için sevdim! sikerim sizin duygusallığınızı ya!
yazsam, iftar vaktine kadar yazarım herhalde ancak hep aynı şeyler. zaten burada yazılmışı da var...
http://www.kartalsozluk.com/sozluk.php?t=%23401448
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?