ertuğrul sağlam

futbola çok uzun bir ara verdi. kendisi ile alakalı hoş olmayan şeyler duysam da beşiktaş'ın önemli değerlerindendi. umarım hakkettiği yerlere gelir.

hakkında duyduğum şeylere gelince. zaten ailecek bursa'da yaşıyorduk ve üniversiteyi de uludağ üniversitesi'nde okudum. yoklama alınmıyordu, dersleri de rahat geçiyordum; bundan dolayı yarı zamanlı çalışıp kendi harçlığımı kendim çıkartayım diyerekten spor yaptığım spor salonunda aynı zamanda yarı zamanlı olarak çalışmaya başladım. her tür insan tanıyorsun. acıbadem'de doktor adam da geliyor, inşaat şirketi olan adam da, hakim de, mavi yakalı işçi de. çok insan tanıdım; çok çevrem oldu. bir abi ile epey samimi muhabbetimiz vardı. kendisi dışarıdan bakıldığında gayet sakin, efendi, kimseye zararı dokunmayacak, orta sınıf bir adam izlenimi veren birisi. düz memur dersin adama en fazla. meğer adam bursa'da epey ünlü biri imiş. spor sonrası bir gün gel seni de eve atayım dediğinde bmw 525 xdrive'a binince işten güçten açıldı mevzu. sonra işlerini anlatırken, mevzu bu abinin bursaspor yönetiminde olduğu zamanlara geldi. kendisi bursaspor şampiyonluğu zamanında bursaspor yönetiminde olan, ertuğrul sağlam ile nice uçak, otobüs yolculuğu yapmış olan, kamplarda, tesislerde sürekli yakınında olan birisi imiş. 50 küsür yaşında adam ertuğrul hoca ile alakalı olarak ''ben hayatım boyunca bu kadar kibirli, bu kadar kendini kaf dağı'nda gören, bu kadar aksi bir adam tanımadım. insanların yüzüne bile bakmaz'' falan demişti. daha çok şey demişti de hepsini yazmayayım. şaşırmıştım. zira ertuğrul hoca bana çok sakin, kimseye zararı dokunmayan, herkesin sevdiği bir adam gibi gelirdi. meğer kimse sevmezmiş. zaten bursaspor'dan sonra da hiçbir yerde tutunamadı. elbette bu yazdıklarımdan dolayı bir çıkarım yapmak doğru olmaz. olayı bizzat yaşayan ben olmadığım için ben de direkt olarak bir yargıya varamam kendisi ile alakalı. lakin hakkında böyle şeyler de duydum.