tarihinin en büyük başarılarını kazanmış, daha büyüklerini başarma potansiyeli olan aldatılmış, hikayesi yarım kalmış beşiktaş basketboluna en kötü gününde sahip çıkan, yapacaklarıyla fransa basketbolunu yeniden fethedeceğine gönülden inandığım, beşiktaş camiasının kara şövalyelerinden...
Erman Kunter’in ayrılık kararının altında koçun yeniden takım çalıştırma arzusu olması bir nebze teselli oldu. Basit bir teşekkür ile geçiştirmek istemiyorum. Kaos ortamında sorumluluk alarak kötü gün dostu olduğunu gösterdi. Tarihinin, hatta Türk basketbol tarihinin en güçlü kadrosunun neredeyse tamamını ezeli rakibine kaptırmış bir takımın hocası oldu. O takımın yaptıkları ve yapabilecekleri ekseninde; Erman Kunter’in BJK serüvenini, ortasına düştüğü enkaz ortamından bağımsız konuşmak imkansız.
Lokavtın sona ermesiyle bir rüyanın sonu geldiği düşünülürken, basketbol tanrıları yeni bir senaryoyu hayata geçirdi. Deron ile Semih Amerika’ya döndükten sonra, Arroyo ve Bonsu kalitesinde 2 ismi sezon ortasında bulmak dahi olağanüstü bir durumdu.
Takımdaki konumu; süre aldığında olumlu işler yapan bench oyuncusu olan Hawkins’in içinden durdurulamaz bir süper yıldız çıktı. NBA misyonu; formalite anlarında spektaküler bir hareketten ibaret olan Bonsu, Avrupa basketbolunda Howard etkisi yarattı. Utah ve Orlando ile önemli performanslara imza atan, son olarak Miami’nin rüya kadrosunda kendine yer bulan, saygın ama sıradan bir isim olan Arroyo, Avrupa’da; Navarro, Spanoulis, Diamantidis, Teodosic gibi 1.sınıf oyunculardan birisi olduğunu gördü. Şutu olan uzunlar içinde gördüğüm, bildiğim en keskin ve yumuşak bileğe sahip olan Erceg, kariyer sezonunu oynadı ve bu performansıyla Cska’ya transfer oldu.
3 baskın yıldızla oynayan takımların caydırıcılığına dair; 2009’da Hido & Howard & Lewis, düne kadar Wade & LeBron & Bosh referansları izledik. Ancak 4 baskın yıldızı olan bir takımın yapabileceklerine; ben ilk defa Arroyo & Hawkins & Erceg & Bonsu örneğinde tanık oldum. Oynayan ve oynatan bir Arroyo, her attığını sokan bir Erceg, potanın üstünde gezinen bir Bonsu ve lider rolünde durdurulamaz bir Hawkins ile kağıt üstünde Avrupa’nın önde gelen kadrolarından birine sahip Efes’e karşı, küçük ivmeleri 30’lu farklara çeviren tanımlaması zor bir güç!
Birkaç bench takviyesiyle; Türk basketbolunu uzun yıllar domine edebilecek, Euroleague mecrasında ilkleri gerçekleştirme potansiyeli çok yüksek bir takımdı. O takımdan 2 sene yaşlanmış Arroyo, basketbol hayatını tehdit edecek kadar ciddi bir sağlık sorunu yaşamış Bonsu ve kalitesini sergilediği istisnalar olsa da BJK performansına çok uzak Erceg üçlüsü Euroleague’de çeyrek finali gördüler.
Üç kupalı şampiyonun silüeti; o kadronun 1 numaralı hücum gücü Hawkins’siz, Avrupa’nın 1 numaralı kupasında son sekiz yaptı! Erman Kunter ise; ezeli rakibinin kadrosunda yer bulamadığı Jerrells ve Vidmar ile içerde 4. kupayı aldı, Avrupa’da son 16 yaptı!
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?