premier lig'deki 'buyuk takim'lar sallamadigi icin mac ve maclar kazanan eski hocamiz.
simdi sanirim olay soyle gelisiyo; 'futbolun besigi', 'sir' unvanlari, futbolcularin hayallerini susleyen lig + ulke falan filan... bunlari simdi siktir edin, unutun.
bi tane hoca var, hirvat bu adam. bu adami ulkemizin tanimasi -oncesi varsa bilemedim, affola- euro 2008'e denk geliyor sanirsam. adam tikir tikir top oynatiyor hirvat milli takimina. almanlarin oldugu gruptan 3'te 3 yaparak cikiyor ve sonra sanssiz bi sekilde 'cilgin turkler'le karsilasiyor ceyrek finalde. olaganustu bir futbol oynayan 'cilgin turkler' hirvatlari son saniye goluyle uzatmaya giden macta penaltilarla eliyor. (ayni 'cilgin turkler'in gunumuze kadarki son uluslararasi macerasi oluyor bu euro 2008 bu arada)
sonra bu hoca hirvatlarin basinda 2010 dunya kupasi elemelerinde ingiltere ve ukrayna'nin oldugu grupta; ukrayna'nin ingiltere'yi yenmesiyle 3. olarak 2010 dunya kupasina gidemiyor. ('zaaa xd', 'ukrayna sikti, soktu' gibi bolumler eklersiniz hater arkadaslar buralara) ha bu arada ayni ukrayna playoff maclarinda yunanistan'a eleniyor. bildiginiz yunanistan. evet.
ama gel gor ki gerizekali hirvatlar bu hocayi kovmuyorlar. cunku futboldan anlamiyor bu gerzekler. ya da iste bizim gibi romantiklerle ayni dusuncede olduklari icin, istikrar onlar icin de onemlidir belki de, tutuyorlar bu hocayi takimin basinda.
tarih geliyor, gidiyor 'cilgin turkler' ile bu hirvat hocanin yolunu bir kez daha kesistiriyor euro 2012 elemeleri playoff maclarinda. hirvat hocaya eslesme icin soruyorlar "hoca bu 'cilgin turkler' euro 2008'de koymustu size, intikaminizi alcak misiniz?" diye. bizim hirvat hoca "intikam cirkin bi soz, turkler o maci durustce kazandilar ve yari finale hakederek ciktilar" diyor. (ilginc tabi. misal terim olsa "sisiriyolar, indiriyolar, vuruyolar. gordunuz kac tane kacirdik, beceriksiz bizim oyuncular hiaminaaa" minvalinde konusurdu muhtemelen) bunlari diyor ve gelip tt arena'da 3 tane atiyor, sahadan siliyor ve gidiyor euro 2012'ye.
euro 2012'de ispanya ve italya'nin oldugu gruptan 3. olarak eleniyor bu 'capsiz' hirvat hocamiz. italya ispanya ile 1-1 berabere kalirken 'capsiz' hirvat hocamiz ispanya'ya karsi sahadan 88. dakikada yedikleri golle 1-0 yenik ayrilip elenirken; 'fazla hucum oynattigi' gerekcesiyle elestiriliyor. bu elestirilere "futboldaki en buyuk yanilgi cok defans oyuncusuyla gol yemeyecegini cok hucum oyuncusuyla da gol atacagini sanmaktir. oysa ki asil olay defansif oyuncularin hucuma verdigi katki ile ofansif oyuncularin defansa verdigi katki arasindaki dengeyi iyi kurabilmektir. ayni bizim ispanya karsisinda yaptigimiz gibi. macin hakemi biraz daha adil olabilseydi ya da soyle diyeyim busquets'in corluka'ya yaptigi faulu gorebilseydi yenilmez denilen ispanya'yi burada cok rahat bir sekilde yenebilrdik." seklinde cevap vererek tabi ki de 'tribunlere oynamistir'. halbuki 'senyor' terim olsaydi "yani tabi ispanya. zor rakip. ne yapabilirsiniz ki? dunyanin en iyi takimi. cok zor." seklinde inanilmaz tespitler yapardi. neyse iste oyle.
bu hirvat hocanin sonraki kariyeri malumunuz. kisa suren rusya macerasi. ardindan da besiktas.
simdi aglamadan, zirlamadan, bahane bulmadan, itin gotune sokmadan adam gibi elestiri yapiyosak yapalim. kimse bilic efsane hoca demiyor. ama birileri surekli bilic'ten bir sik olmaz diye diye 2 sene boyunca salladi durdu. simdi de onder ozen'in beyanlari ortadayken sikim sokum gazetelerin, yarak kurek muhabirlerin, kose yazarlarinin (artik her ne sikimse) ipe sapa gelmez iddialariyla bu adamin arkasindan sallama devri baslamis. ben kendi adima bilic'e yeri geldi kizdim, kufrettim, yeri geldi giderse kendimi sikerim diye buyuk laflar da ettim. ama bilic'i surekli itin gotune sokmaya calisan adamlar hicbir olumsuz faktoru gormeden sadece bilic'e sallamis olmak icin soz soylediler.
dar rotasyonu gormediler.
68 haftalik deplasmani siklemediler.
sakatliklar umurlarinda bile olmadi.
verilen transfer listesinin 3-4-5. siralarindaki oyuncularin alinabilmesi zaten onemli degildi.
hakemlerin acik secik mac katletmelerini dillendirdigimiz icin -kendi icimizde bile- bizleri 'aglak' olarak nitelendirdiler.
onder ozen - bilic ikilisi ile baslatilan proje daha 1 yili doldurmadan ahmet nur cebi kazmasinin egosuna kurban edildi, her sey suya dustu, sil bastan yapildi ses cikarmadilar.
ve sonunda bilic'in de oyle ya da boyle basini yediler.
simdi artik bu adam siktir oldu gitti, sizle isi yok, sizin de onunla isiniz yok. bari basligina gelip hala "maldi olm o sizi kandirdi. siz de malsiniz" diye 8 yas laflari etmeyin de size gore sacma sapan olan romantizmimizi kendi kendimize yasayalim. gidin siz q7'nizle ya da q17'nizle (artik her ne sikimse) ilgilenin. biraz estetik futbol izleyin falan.
unutmadan sunu da ekleyeyim; futbol oyle 3-5-2, 4-3-3 bilmem ne ile olmuyo arkadaslar. mentalite denilen bisey var amina koyum. 5 tane forvet koyunca 5 tane gol atamiyorsun mesela. siz hala bilic'e soverken su lafini geceleri yatmadan once, tok karnina birer kez icinizden yada bagirarak okuyun. belli mi olur ise yarar belki:
"futboldaki en buyuk yanilgi cok defans oyuncusuyla gol yemeyecegini cok hucum oyuncusuyla da cok gol atacagini sanmaktir. oysa ki asil olay defansif oyuncularin hucuma verdigi katki ile ofansif oyuncularin defansa verdigi katki arasindaki dengeyi iyi kurabilmektir."
not: arada gelip boyle sacma sacma atarlanip gidiyorum ama kusura bakmayin artik. olur oyle. benden yana sikinti olduysa pesin pesin ozur diliyorum, affedin. saglicakla.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?