4 yıldır kaldırdırdığı tek kupası dahi yokken, üzerinden "iyi günde kötü günde" geyikleri gırla gitmeye devam ediyor. takım tutuyoruz diye evlenmiyoruz ya anasını satayım? e ben gün yüzü görmemişim, ama yönetim bana bitireceğini vaat ettiği hâlde bitmemiş stada iki yıllık kombineyi-locayı kilitlemiş, bulduğu her fırsatta kartal yuvalarına desteğe beklemiş, bana bilinçli olarak müşteri zihniyeti aşılarken, "müşteri memnuniyeti" denen kavramı es geçmiş, kendinden önceki yönetimi yerden yere vurduğu amatör branşlardaki sponsor paralarını kendi de bu branşlarda bırakmayarak söz konusu branşları kaderine bırakmış, ankara'da oynuyoruz demiş ankara full çekmiş, konya demiş durum aynı.
ee? ben elimden geleni yapmışım, bir hedef maçta puan kaybetti diye sonraki iki maça sıfır motivasyonla takımı hazırlayan bu adam(lar) değil mi, yine önüne altın tepside gelen 20 milyon euroluk geliri elinin tersiyle iten bu adam(lar) değil mi? ucuz ve sığ romantizminiz, hazırladığınız ezberci manifestolar bu veya başka platformlarda destek buluyor diye, kimseye "götünüzde kına yakarsınız" diyecek hadde sahip değilsiniz. gören de beşiktaş'ı küçük bir semt takımı diye sevmeye başlamış sanacak, adınız gibi biliyorsunuz ki o dilinizden düşürmediğiniz maf dönemi olmasa bu takımı tutacağınız falan yoktu.
kendinize gelin.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?