şimdiye kadar hangi teknik direktör, hem yabancısı olduğu bir ülkede hem de daha sistemini yeni yeni oturtmaya başladığı takımı için, ''bizde sınıflar yok. zenginler, fakirler yok. bizi gücü halka vermeye çalışıyoruz'' türünden kendi dünya görüşünü ilan etti bilmiyorum. yine şimdiye kadar hangi teknik direktör, müslüman bir ülkede olduğunu ve ülkenin ağır muhafazakârlar tarafından yönetildiğini bildiği halde, kimliğini sosyalist olarak açıkladı onu da bilmiyorum. bildiğim tek şey, eşyanın tabiatı gereği bu adamın beşiktaş'a fazlasıyla yakışmasıdır.
türkiye'de bir futbol takımı çalıştırmak zorunda bırakılsaydı ve kendisine sadece seçme hakkı verilseydi, eminiz ki bu takım yine beşiktaş olacaktı. kendi kaderini kendisi belirleyen her sosyalist gibi, o da özgürce yaşayabileceği ve düşüncelerini sahaya yansıtabileceği bir takım çalıştırmak istiyordu. aradı, taradı ve mutlu olacağı yere geldi.
geldiği yer, geldiği takım, geldiği camia beşiktaş. yıllar yılı şerefli ikinciliklerle nesiller tüketmiş, şerefinizle oynayın hakkınızla kazanın sözünü babadan oğula nasihat bellemiş, renkli basının o çiğ o kokuşmuş saltanatına inat çıkıp topunu oynamaya çalışmış bir takım beşiktaş. çok uğraşılsa da endüstriyel futbol kahpesinin henüz ele geçiremediği, her daim bildiğini okuyan ve yüreğinin sesini dinleyen taraftarlara sahip bir takım beşiktaş. arabacıların, tinercilerin ve moda tabiriyle çapulcuların takımı beşiktaş. yani ne diktatörlerin takımı fenerbahçe'ye, ne aristokratların takımı galatasaray'a benzer beşiktaş. günü gelir, içerideki düşmanlarını da defetmesini iyi bilir. madem seninle bembeyaz bir sayfa açtık şimdi biz, madem uzunca bir zaman o sayfaları beraber dolduracağız, yüzümüzü yere eğdirme yeter. senden tek dileğimiz budur adamım.
unutma ki sen kulağında küpe, elinde gitar ve dilinde sosyalizm ile türküler söyleyen bir özgürlük düşkünüysen; bizde anarşist ruhuyla göklerde yalnız yaşamaya alışmış kartal gibiyiz. bu toprakların en asi ruhu, en isyankar taraftarı olmamızın da bir tarihi vardır yani. bakma sen çok sevenimiz çok hayranımız da vardır bizim, gizliden gizliden hani. demem o ki el ele, kol kola, bağıra çığıra türküler söyleyeceksek, başımız dik söyleyelim o bize yeter. zati konu beşiktaş ise, şampiyonluğun amına koyayım. bize beşiktaş'ın varlığı yeter.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?