(vurgula: bir şeyler yapma hissi ve yapmak)
"Yapmam gereken şeyler var. hayır aslında sadece yapmam gereken bir şey varmış gibi... hayır, dur bir dakika; sanırım gerçekten yapmam gereken şeyler var. önce imkansızlığı düşünmeliyim; imkansızlık acaba düşündüğüm kadar sonsuz bir kavram mı? yoksa sadece bugünle hatta şu an ile sınırlı bir çaresizlik mi? yani kısaca bir şey şimdi imkansız ise yarın da olacak mı?" diye söylenirken, aynadan yansıyan bir çift göz gördü adam. bir başkasına ait sanmıştı bakışlarını, bacakları zorla ayakta duran sandalyesinden kalktı ve arkasındaki çürümüş tahta kapıya baktı. kimse yoktu orada... tekrar sandalyeye oturduğunda soğuk soğuk terlediğini hissediyordu; küçücük ve ilk defa bugün araladığı penceresinden o an için adama çok güzel gelen hava girmeye başlamıştı. adam irkilmişti şimdi; soğuktan değil bakışlarındaki umuttan. bir an sonra titremeye başladı. artık sadece irkilmiyor, korkuyordu. bir an için parlak, bembeyaz bir ışık gördüğünü sandı. belki de görmüştü ama bunu o an o sandalyede oturarak asla bilemeyecekti.
işte, dedi adam "imkansızlık burada! bu sandalyenin üstünde duruyor. aslında çözüm çok basit; o sandalyeden kalkmam ve çürümüş tahta kapının kolunu çevirip çıkmam yeterliydi. kurtulabilirdim üstüme gelen duvarlardan."
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?