stada ilk girisimi hatirliyorum. basim asagida. bakmamak icin kendimi zor tutarken. gozlerim dolu dolu. agir agir ciktim merdivenleri. her basamakta saydigim sayilar kadar seviyorum seni. bir basamak ''siyah'' bir basamak ''beyaz'' kalbim gogsumden firlayacak. oyle bir tutku oyle bir heyecan. sesim titriyor, konusamiyorum. icimde ''sanli besiktas'' ismi yankilaniyor. ve sonra derin bir nefes verip arkami donuyorum. solumda eskiacik'tan esen ruzgarin. oyle guzelsin ki, oyle baska. ruzgarinla saclarim gozyaslarima karisiyor. hicbir sey umrumda degil. her kare zihnimde, isiklarin gozlerimi kamastiriyor. bir saniyeligine tekrar kapatiyorum gozlerimi. kollarim iki yana acik. optik baskan geliyor aklima. ''cok sevdik be abi! '' actim kollarimi haydi sende saril bana. sarmala beni sevginle. tum mac boyu bagiriyorum. sesim kisilana kadar. ruzgarindan hasta olana kadar.
ve simdi... veda et diyorlar bana. soyle nasil edeyim? her o koseyi donusumde gozlerim dolu dolu, sevgiyle baktigim sevgilime nasil veda edeyim? seref bey! nasil edeyim?! kisa bir ayrilik diyorlar. ayrilik kelimesinin ayri kelimesi bile aci verirken... bu gece seninle gecirecegimiz son gecemizmis. son kez soyleyecekmisiz gundogdu'yu. son kez bakacakmisim siyahina beyazina... bak beste yaptik sana. iyi dinle bu gece. binlerce kartalini sıkı bastir gogsune. bizse halaylarla, turkulerle, gozyaslarimizla ugurlayacagiz seni. ''bu asla veda degil!'' bil ki degil. unutma bizi seref bey. unutma bizi inonum. geri gelecegiz, biz yine gelecegiz...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?