beşiktaşlılar'ın sulugöz olması

deniztarafindakikale
bunu mersin idman yurdu taraftarı olan bir arkadaşımdan ilk duyduğumda tebessümle karşılamıştım. çünkü söyleyiş tarzı dalga geçmekten uzak ve samimiydi. sonra düşündüğümde ise fena halde doğru bulduğum bir tanımlama oldu bu. kendimden biliyorum, kayınçomdan, eşimden biliyorum mesela.

örnek 1 : kayınçom zaman zaman ankarada olduğundan oradaki amatör branş maçlarımıza dahi gitmeye çalışan, sizin benim gibi manyaklardan biri işte. ve bir anısı "ya geçen basket maçına gittim takım sahaya bi çıktı ağlamamak için zor tutuyorum kendimi" tabii bunu gülerek anlatıyor kendine şaşırarak ama şaşılacak bir şey yok.

çünkü aşk gözyaşı da barındırır. ve bizler beşiktaş taraftarı değil, beşiktaş'ı yaşayanlarız.

örnek 2 : 100.yıl göztepe maçı ( 7-3 kazanmıştık ) maç öncesi güzelce bir demlendikten sonra mabede/kapalı'ya girmiştim. tribünde volta atıyor, bir yandan da eskiaçıktaki dev ekrandan görselleri izliyorum. arkadaş görüntüler siyah/beyaza, stad hoparlörlerindeki "beşiktaşım sen çok yaşa" melodisi en romantik havaya büründüğü an ben ( 1,90 boyundaki 105 kilo adam ) bir ağlamaya başlarım. olacak gibi değil. ama dedik ya beşiktaş'ı yaşayanlarız biz.

örnek 3 : 5 mayıs 2013 eskişehirspor beşiktaş maçı skor 2-1 oluyor ve kameralar samet aybaba'ya döndüğünde çılgınca sevindiğini görüyoruz. eşim "sövüyoruz, kızıyoruz ama şu sevinci görünce, bir de bizim eski kaptanımız olduğunu düşününce her şey bir anda siliniyor değil mi ?" yine gözlerimiz dolu dolu birbirimize bakıyor ve gülüyoruz.

bir tek ben ve çevremdekiler böyle değildir diye düşündüm ve bu konu altında sizlerinde böyle anlarınızı paylaşmanızı istedim.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol