emirhan oğuz

artin
şu ak kağıt şu kara kalem

şairler size ben
hep kandan karanfillerden
söz ettimse bağışlayın
-ama ölenler vardı, usulca gün ışırken
ve rüzgarda sallanıyordu durmaksızın
karla ağırlaşmış bir selvi dalı
kardeşler / size ben
yosun tutmuş bir demirden
söz ettimse anımsayın
-sokaklarınızda devriyeler gezerken
birileri vardı alnını ayaza yaslayıp
susturulduğunuz türküleri söyleyen
çocuklar / size ben
kuş ıslığı uykunuzda kara düşlerden
söz ettimse kınamayın
-ne bir şeytan uçurtmasıydı haşarı şaşkın
ne de benekli bir balonu uçuruyordu dünya
insanlar ölüyordu, barışı düşünürken
anneler / size ben
acıdan özlemlerden
söz ettimse bağışlayın
-ellerinizin izi tel örgüye sinerken
ıslanmış mendilini ısırıyordu bir kadın
ülkemin yüzü geçiyordu gözlerinizden
şu ak kağıt şu kara kalem
unutmaz belleği, yaşadığımız tanıklığın
yazıtsız gömüt taşı, bir pusula, bir teşhis tutanağı
yazılmamış şeyler vardır/ben
acıyla eğileceğim yüzünüze
susmayın


emirhan oğuz
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol