ricardo quaresma

aadriano1994
---------------alıntı---------------
“çok özledim futbolu, inönü’yü, çarşı’yı, formamı... Her şeyi çok özledim. Formamı geri istiyorum. Beşiktaş’a yeniden faydalı olmak istiyorum”

“Ne olacak bilmiyorum, ama ne olmayacağını biliyorum. Kesinlikle ayrılmayacağım. Daha 1 yıllık sözleşmem var. Buradayım, burada kalacağım”

“inanın bana, takımımdan ayrı kalmak beni çıldırtıyor. Attığım gollerden sonra tribünlerin coşkusu gözümün önünden gitmiyor. Aşık olduğum formamı geri istiyorum.”

şu anki hislerin neler? Diyerek söze girmek istiyoruz... Fakat duruşundan, bakışından, Portekizce bilmesek dahi (!) konuşmasından anlıyoruz ki; bu ayrılık çok yıpratmış Quaresma’yı... Yakın arkadaşının tercümanlığında konuşuyoruz, soruyoruz, anlatıyor ve hatta çoğu kez, bizim sorduklarımıza değil, içinde biriktirdiği Beşiktaş aşkına dem vuruyor. Kariyer defterinde Barcelona, Chelsea, inter ve hatta Porto gibi devlerin yazılı olduğu bu adam, belki de en büyük aidiyet duygusunu Beşiktaş’ta yaşıyor. Siyah-Beyazlı taraftarlar ‘Nerdesin olm sen’ demekte yüzde 100 haklı... çünkü kimlik kağıdında ‘Portekiz’ yazan Ricardo Quaresma, çoktan Beşiktaşlı olmuş. Büyük umutlarla gelmişti Kara Kartal’a, büyük zaferler yaşattı. şimdi takımdan ayrı, ama bir yere gitmeye niyeti yok. çünkü dedik ya, o çoktan olmuş Beşiktaşlı. Sözü daha fazla uzatmayalım; sahneyi, Beşiktaş tribünlerinin buluşmak için gün saydığı Ricardo Quaresma’ya bırakalım. işte Dünyaca ünlü Portekizli star...

‘Futbolu çok özledim’

şu anki hislerim çok da karmakarışık değil aslında... çok net duygularım var yani; Tek kelimeyle özetlemem gerekirse açım... Beşiktaş’a, Beşiktaş taraftarına futbola açım. çok özledim futbolu, inönü’yü, çarşı’yı, formamı... Her şeyi çok özledim. Formamı geri
istiyorum. Beşiktaş’a yeniden faydalı olmak istiyorum. Yeniden goller atmak, tribünleri coşturmak istiyorum.

‘Taraftarlara aşığım’

içinde bulunduğum durum nedeniyle böyle konuştuğumu zannetmeyin. çünkü asla böyle biri olmadım. Fakat şunu herkes bilsin ki, Beşiktaş taraftarına aşığım. Geldiğim günden beri bana büyük ilgi gösterdiler, aralarına aldılar beni, kendilerinden biri saydılar ve bana ‘önemli’ olduğumu hissettirdiler. işte bu nedenle onlar da benim için çok önemli, tıpkı benim onlar için olduğum kadar...

‘Hiç bir yere gitmiyorum’

Nereye gitsem, kiminle konuşsam ‘N’olacak’ diyor. Ne olacağını inan ki ben de bilmiyorum; fakat ne olmayacağını kesinlikle söyleyebilirim. Daha 1 yıllık kontratım var, yani yasal açıdan da Beşiktaş’ta birlikteliğim sürüyor. Bu süreç boyunca hiç bir yere gitmeyeceğim. Dediğim gibi, ne olacağı belirsiz, ama ne olmayacağı işte bu kadar basit, buradayım, burada kalacağım.

‘Formamı geri istiyorum’

Benim Beşiktaş için neler verdiğim ortada... Geldiğim günden bu yana yaptıklarım alt alta yazıldığında her şey ortaya çıkar. Futbol elbette dünü değil, geleceği düşünmeyi gerektirir.. Ve ben de bu yüzden geleceğe dönük duygularımdan bahsetmek istiyorum. Neler verdiğim, neler verebileceğim hakkında mutlaka bir fikir yaratır, öyle değil mi! işte bu yüzden formamı geri istiyorum.

‘Ayrı kalmak çıldırtıyor’

inanın bana, takımımdan ayrı kalmak beni çıldırtıyor. Daha önce yaşadığım başarılar aklıma geliyor, attığım goller aklıma geliyor. Attığım gollerden sonra tribündeki taraftarların coşkusu gözümün önünden hiç gitmiyor. Sürekli aynı şeyleri konuştuğumu düşünmeyin lütfen, fakat gerçekten de içimden gelen bunlar işte... Aşık olduğum formamı geri istiyorum.

‘Hocama mesajım var’

Yeni teknik direktörü gerçekten de hiç tanımıyorum. Bu nedenle de kendisi hakkında bir yorum yapmam mümkün değil. Bu, en azından bana yakışmaz. çünkü hayatım boyunca karşımdaki hiç kimseye ön yargılı olmadım. Bu nedenle onun hakkında konuşmayacağım, fakat bu röportaj sayesinde ona da bir mesajım olacak: Ben formamı geri istiyorum.

‘Bir şans daha istiyorum’

Formayı giydiğimde, takımıma neler katabileceğimi herkes gördü. Quaresma’nın nasıl bir futbolcuolduğunu da herkes biliyor. Tribünde oturmak bana göre değil ve bu durum beni hiç mutlu etmiyor. Yeni bir başlangıç yapmaya ihtiyacım var. Fakat başka bir ülkede, başka bir şehirde, başka bir kulüpte değil. Yine Türkiye’de yine istanbul’a ve kesinlikle yine Beşiktaş’ta... Bir şans daha istiyorum.

‘Derbide tribündeyim’

Galatasaray’a karşı oynamayı çok isterdim. Maalesef şartlar buna izin vermedi. Bugün arkadaşlarım elimden geleni yapacak, Beşiktaş’a yakışan mücadeleyi gösterecektir. Hepsine başarılar diliyorum. Biliyorum ki sadece dilemek yetmez, bu nedenle bugün mutlaka inönü’de olacağım ve tribünden, Beşiktaş ailesinin bir ferdi olarak takımıma destek vereceğim.

PERSONELiN iSYANI VAR!

Röportajın bitiminde, otelin Bosphorus Grill adlı restoranında görevli personel de Quaresma’yla fotoğraf çektirmek istedi. Portekizli onları da kırmadı. Bu arada garsonlardan birinin isyanı vardı: “Abi, yazık değil mi bu adama! Bu adam kadro dışı bırakılır mı? Hiç bir şey yapmasa bile çıksın sahaya, dursun orada! Adı yeter Quaresma’nın. Adı yeter!”

VAPURDAN TANINAN ADAM!

Röportajı çırağan Kempinski Otel’de yaptık. Bize destek veren tüm otel personeline, başta Genel Müdür Can Göktaş olmak üzere teşekkür ederiz. Boğaz kıyısında fotoğraf çekimi yaparken, ilginç bir an yaşadık. 50 metre açıktan geçen bir yolcu vapurundan, ‘Ricardo’ sesleri yükseldi. Oysa ki Quaresma’nın sırtı onlara dönüktü, Anladık ki bu adam her yerden tanınıyor!

www.fanatik.com.tr

---------------alıntı---------------
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol