ersan adem gülüm'ün hocası tarafından bile bir türlü kabul edilememiş olmasının altında yatan gizli sebep.
şöyle izah edeyim; galatasaray ile girilen sidik yarışının, kendisinin transferindeki etmenler içerisinde en büyük payı işgal ettiği malumumuz. bunu kabul etmeyene toz pembe dünyasında selamet dilerim, entrynin gerisini okumasına bile gerek yok, yorulmasın.
şunu da belirtmekte fayda var; tamam o dönemde bizim de içimiz gitti çocuğu zorla galatasaraylı yapacaklar diye. beşiktaşlılığındaki samimiyete ve kulübe olan aşkına hepimiz şahit olduk. başkası "gerekirse bedelsiz oynarım" dese, hadi lan ordan diyecekken, bu çocuğa "vay be helal olsun" dedik. kendisinin ne denli gelecek vaad ettiği zaten ortadaydı. bir anda herkesin transfer listesine girmiş olması da bunun göstergesiydi. ama kendisini isteyen diğer kulüplerle girilen sidik yarışı bir konudaki detayı gölgede bırakmıştı; geçirilebilecek en baba sakatlıklardan birini geçirmiş olan bu çocuktan gerektiği gibi faydalanabilecek miydik?
sonra gel zaman git zaman, çocukcağız bir daha sakatlandı. çalıştı didindi, anca iyileşebildi. bu sefer de performansı tatmin etmemeye başladı. uğruna harcanan emekler ve paralar, şu anki yetersiz performansından ötürü göze batar oldu, başına kakılır oldu. adamın takım arkadaşıyla olan arkadaşlığı ibnelik olarak bile addedildi, gerisini siz düşünün.
zamanında nihat kahveci'nin, mehmet topuz olayının intikamı olarak aldığını ve mundar edildiğini de biz zaten bilmiyoruz mesela. malız çünkü biz, anlamıyoruz taraftarlar olarak. şimdi bir de gidin semih şentürk'ü alın, emre belözoğlu'nu alın, "örtük fönörböhçö'nün çöcüğü döğül öhöhö" yapın, ego mastürbasyonunuzla ortalık şenlensin. sonra da biz, kulüp o yavşaklardan arınana kadar maç izlememe yemini edelim, olan bize olsun.
diyeceğim odur ki; sidik yarışı tüm pişmanlıkların anasıdır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?