çiçeği burnunda (bu da ne beylik bir klişedir a dostlar ) serdar bilgili başkanlığındaki beşiktaş yönetiminin transfer gündemi dolayısıyla toplandığı bir akşam üstü yöneticilerden birisinin "yahu arkadaşlar bugüne kadar şu takıma perulusundan arjantinlisine yogoslavından güney afrikalısına kadar bir sürü futbolcu geldi geçti, danışmanıma bir döküm hazırlattım, baktım hiç rus pazarına yönelmemişiz" şeklindeki sürpriz çıkışı karşısında 2000 yılında (vurgula: spartak moskova ) takımından transfer edilen rus sağ bek.
kırmızıya çalan suratı ve baygın gözlerinden mütevellit votka ile arasının tahmin edilenden daha iyi olduğunu düşündüğüm bu yılgın kalaşnikof, forma giymeye başladığı dönemde türkiye iklimine alışamayan yabancı futbolcu sendromu'na yakalanmış; taraflı tarafsız herkese "aga bu adamın rus milli takımının sağ beki olduğuna emin misiniz?" sorusunu sordurtmuştur. "evet" şeklinde alınan cevap üzerine "hey gidi sovyetler... (vurgula: glasnost), (vurgula: perestroyka ) derken üçüncü aşama da meğer bu dimitri khlestovmuş" tarzı hayıflanmalar kulaklarımızda uğuldamıştır. ertesi sezon daum'un takımın başına geçtiğinde ilk iş olarak kendisini çağırıp "bak oğlum, II. dünya savaşı'nda ne olduysa oldu, adolf hitler de joseph stalin de artık hayatta değiller. biz bundan sonrasına bakalım. beni bir baba, bir ağabey olarak kabul et." şeklinde yapmış olduğu duygu yüklü konuşması üzerine performansı biraz canlanır gibi olsa da, gerçek anlamını rahmetli vedat okyar'ın bu tip oyuncular için genel olarak kullandığı benzetme olan "keçiboyunuzu gibi. ısırdım ısırdım tat alamadım." cümlesinde bulduğu söylenebilir.
takvimler 2003 yılını gösterdiğinde yorgun dimitri sılaya döner ve orada coşkulu sevgi gösterileriyle karşılanır. 2008 yılına kadar ülkesinde top koşturmaya devam eden khlestov, bu tarihte aktif futbol yaşamını noktalar. şimdilerde votkalı çikolata tüketimini teşvik etmek için sosyal sorumluluk kampanyalarında boy gösterdiği dedikoduları dolaşmaktadır.
edit: hâlâ oynamaktaymış bak. sy3706'ya teşekkürler.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?