hangi demokrasi sorusunu kendi kendime sorduğum çeşitleri mevcuttur. Emperyalist demokrasi türünde , emperyalist sömürgeci sömürücülerin ( ki bunlar ağırlıklı olarak ingiliz,fransız ve amerilka olur) sömürmek için belirlediği ülkelere (ki bunlar da afrika ve ortadoğu ülkeleri olur) demokrasi getireceğiz adı altında, sömürmek için faaliyette bulundukları türdür.
öyle veya böyle, herkes Irak'ta kitle imha silahı olmadığını, Libya'ya neden saldırıldığını, halkların özgürlüğünün kimsenin umrunda olmadığını bilmektedirler.
halk özgürlüğünü umursayan birleşmiş milletler ve Nato keşke kuruluş amaçlarını hatırlayıp "Aç" evet Aç olan ülkelere yardım etselermiş..
gerisi fasa fiso..
bir de bereketli bir adam var... gerçekten adam ...
işte aşağıda...
abuk şeyler ve argo başlıklarda tanım girenler için biraz uzun olacak ama gene de alıntı olarak kopyalıyorum.
---------------alıntı---------------
Yine aynı şeyler yaşanıyor...
iktidardan zorla indirilmiş bir diktatör...
çılgınca sevinen; zafer sarhoşluğu içinde herkesi öldürmeyi ya da vurmayı kırmayı; her istediklerini yapmayı kendilerinde doğal bir hak gibi gören eli silahlı adamlar...
Diktatörün gittiğine sevinen; ama, gelecekte kendilerini nelerin beklediğini bilmedikleri için biraz da boş bakışlarla ve kararsızca sevinen halk...
Ayaklar altına alınan; ezilen ve parçalanan diktatör büstleri ya da heykelleri...
Ve bu tablonun vazgeçilmez replikleri: bağımsızlık ve özgürlük naraları...
Nihayet, bir kurtarıcı endamıyla gelen ve tablodaki yerini alan Amerikan askerleri...
2008 Martında, Saddam Hüseyinin Devrim Muhafızları bir gün içinde silahlarını bırakıp dağılınca (ki sonradan muhafızların CIAden 2 milyar dolara yakın para aldıkları ortaya çıkacaktı !) Amerikan ordusu hiç savaşmadan Bağdata girdiklerinde aynı sahneleri bizzat yaşamıştım... Ondan bir yıl önceyse, benzer bir tablo, Talibanın yıkıldığı Afgansitanda; Kabilde önüme çıkmıştı...
Hep aynı resim... Hep aynı tablo...
Bu kez Libyada... Yine aynı sahne... Bir tuhaflık var gibi.
Amerikalılar Afganistandan ya da Iraktan ders almıyorlar, tamam. Belki de işlerine gelmediği için görmezlikten geliyorlar. Hep aynı şeyleri tekrarlıyorlar...
Tuhaf olan, onlar değil; biziz. Daha doğrusu bizim tutumumuz. Biz de her defasında bu tabloya kanıyoruz ve o ülke için seviniyoruz: Yaşasın, bir şekilde eli kanlı diktatör devrildi; şimdi artık o ülkeye demokrasi gelecek!...
Ama, sonuç hiç te öyle olmuyor. Yaşıyoruz... Anlıyoruz... Anlatıyoruz...
Ama, her defasında sanki ilk defa görmüş ya da yaşamış gibi yapıyoruz. Karşı çıkmak ya da sorgulamak yerine güçlü ülkelerin yanında yemek masasında yer bulabilmek için görmezden geliyoruz. Bir şekilde kendimizi kandırmayı seçiyoruz belki de; kimbilir...
Libyada şimdi tek eksik kalan, Başkan Barack Obamanın sırtında pilot montuyla bölgedeki bir Amerikan Uçak Gemisine gelip, görev başarıyla tamamlandı, ey halkım, demesi...
Oysa, son 15-16 yıldır Libyaya defalarca gitmiş; Muammer Kaddafiyle ve diğer önde gelen yetkililerle birçok kez özel söyleşiler yapmış ve Libya halkıyla ülkedeki değişimleri yerinde izlemiş bir gazeteci; bir muhabir olarak size garanti ederim ki, bu ülkedeki, kaos ve eskilerin deyimiyle hacamat; yani, kan dökme, kan alma; kanlı olaylar daha yeni başlıyor.
Bundan sonra olacakları daha net görmek için Amerikanın ve NATOnun iki yüzlülüğünü iyi anlamak gerekiyor. Başkan Obama, Libya operasyonu başladığında, amaçlarının rejim değişikliği olmadığını iddia ediyordu. Ama, işin hiç te öyle olmadığı şimdi daha iyi anlaşılıyor. Seçim kampanyasını Amerikan askerlerinin Afganistan ve Irakta bulunmalarına karşı bir tutum üzerine kuran Obama, Beyaz Sarayda Oval Ofisteki koltuğa oturduğunda Amerikan askerlerinin Afganistan ve Irakta daha uzun süre kalması gerektiğinden bahsetmeye başladı...
NATOya gelince... NATOya bağlı savaş uçakları bugünlerde Libyanın Sirte kentini acımasızca bombalıyor. Kaddafinin memleketi olarak bilinen Sirtede yaşayan masum halk, sırf Kaddafinin hemşehrisi diye NATO bombardımanı altında. NATO, geçtiğimiz hafta, Sirtede,yanlışlıkla 9 kişinin öldürüldüğünü açıkladı. Sirte yerlebir ediliyor. Sebep oradakilerin Kaddafinin aşiretinden olmaları. NATOnun burada yaptıkları, operasyonun aslında ne kadar insani amaçlarla yapıldığını da ortaya koyuyor. Dolayısıyla, hertarafa basbas bağırılan Libyalıların hayatlarını kurtarmak için hava operasyonu yapıldığı açıklaması koca bir yalana çevriliyor. Amerikanın ve Batılıların tek bir amacı var: Libyadaki petrol ve doğal gaz kaynaklarının kontrolünü ele geçirmek...
Afgan halkıyla Iraklıların şu anda farkına vardıkları acı gerçekle çok geçmeden Libyalılar da karşılaşacaklar. Amerikalıların, ingilizlerin ve Fransızların asıl amacı Libyayı diktatör Kaddafiden kurtarıp demokrasiyi getirmek değil, Libyanın sahip olduğu zengin petrol ve doğal gaz yatakların mümkün olan en ucuz maliyetle kapatmak. Bu amaç için de kimsenin gözünün yaşına bakmayıp
Onbinlerce Libyalının telef olmasına aldırış etmeyecekler...
Aslında bayağı iştah kabartıcı... Libya, dünyanın en büyük petrol rezervlerine sahip 9. ülkesi...
Aslında insanlık tarihi, kurtarıcı sıfatıyla gelen yabancı güçlerin nasıl olup ta birgün şeytan kılıklı işgalcilere dönüştüğünün örnekleriyle dolu. Hangi birini sayalım ki? 2.Dünya Savaşında Ukraynadaki Nazi işgalini mi, israilin Güney Lübnanı işgalini mi; yoksa, yukarda belirttiğimiz Amerikan askerlerinin Bağdata girişini mi... Bunların hepsi de kurtarıcıların bir süre sonra adeta br mutasyon geçirip düşmana dönüştüğünü gösteriyor...Amerikan şirketleri Libya petrolüne el koyunca olacak olan şey çok açık: Amerikaya karşı Cihad fikriyle beyinleri yıkanan yeni 11 Eylül teröristleri yetişmiş olacak.
Libyadaysa şunlar olacak: çoğu birbirinden nefret eden, eski Kaddafi yanlıları, islamcılar ve kabile liderlerinden oluşan Geçiş Konseyi, Batılıların Libyayı istedikleri gibi sömürmeleri için kullanılacak. Libya, Kaddafi ve genç arkadaşlarının 1969da Kral idrisi devirmelerinden önceki günlere dönecek. Yani, yabancılardan alınıp millileştirilen zengin petrol yatakları yine yabancıların eline geçecek; millileştirilen yabancı bankalar yine yabancılara ucuz fiyatlara satılacak ve ülkede kapatılan Amerikan ve ingiliz askeri üsleri yeniden açılacak. Libya yine bir sömürge olacak...
Demokrasiyse koca bir yalan olarak kalacak...
Mithat bereket
---------------alıntı---------------
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?