cenk akyol

gidiyorum bu
--alıntı--

44 yıllık gazeteciyim. spor teşkilatı'nda kimin sağcı, kimin solcu, hangi federasyon başkanının iktidar partisine ne kadar yakın olup, olmadığını bilmezdik. Gerek de yoktu çünkü göreve getirilenler için yegane kıstas liyakat idi.

maalesef geldiğimiz noktada iktidara yakın olmayan veya yakın gözükmeyenler elemine edildi. dik duranlar gitti, bazıları ise hafif bir esinti ile eğilip büküldü. bunlardan biri de bizim başkan turgay demirel oldu.

turgay demirel'e eski müdahalesiz seçimlerde oy verenler, bu işi en iyi yapabilecek aday olarak gördüler. kimse ona 'şu partili, bu partili' diye oy vermedi. ama o, başbakan tayyip erdoğan'ın, milli takım'ı ziyaretinde 12 eylül 2010 tarihindeki referandum ve dünya şampiyonası finalini kastederek 'inşallah 12 Eylül'de çifte zafer kazanacağız' yağdanlığını yaptı. zaten sonrasında yakasını tamamen iktidara kaptırdı ve son tbf seçimlerine eline iliştirilen, isimlerini bilmediği yönetim kurulu listesi ile girdi.

cenk akyol'un yaptığı açıklamalar yağdanlıkları bir kez daha sergilemiş ve kararın 'teknik tercih' olmadığını ortaya koymuştur. bu kararın, daha yukarıdakileri memnun etmek için alındığı ortadadır.

görünen odur ki, tbf yönetiminin birilerine şirin görünmek adına yapmayacağı şey kalmamıştır. işin daha kötü olan tarafı ise çok kızdığımız turgay demirel'in gitmesi halinde artık basketbol camiasının hür iradesiyle seçim yapacak ortama sahip olmamasıdır. bu ise basketbol adamlarında karamsarlık yaşatmaktadır.

'ya taraf olacaksınız, ya bertaraf' sözü hala kulaklarımızda çınlıyor. cenk'in yaşadıkları da bu görüşün spora kadar indirgendiğinin belgesidir.

benden 39 yaş küçük olan cenk akyol'a saygılarımla...

--alıntı--[ybkz]swh[/ybkz]
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol