az çok tanıyorsunuz beni. üç galon bourbon içmeden, tişörtümün üzerine giydiğim süveterimi başıma çekerek meydanda deliler gibi swing oynamadan bir devrimin gerçekleşeceğine imkân dahi vermiyorum. anlaşılan o ki, direnişin başından beri halkı provoke eden, sporda bir türlü ulaşamadığı başarının hırsını dünyanın en güçlü iktidarı büyük usta recep tayyip erdoğan'ı karalayarak almaya çalışan pestenkerani işlerin küçük adamları çarşı, bu sefer de gezi parkı sakinlerine rahat verme niyetinde değiller ki iğrenç bir karar almışlar. yıllarca ben bu ülkede dinimi yaşayamadım. ikna odasında nur serter boynumdaki eşarbımı çıkartmamı tembihledi; bunun geleceğim için önemli olduğunu söyledi. çıkardım. ama istemeyerek. tam mağdur olmuşken mis gibi mükemmel bir iktidar yetişti imdadıma. dinimi özgürce yaşamaya başladım. ancak çarşı buna karşı çıktı ve bir direniş başlattı. bu dikbaşlılık yetmezmiş gibi bir de gezi parkı'nda keklik gibi kızların kıvama gelmelerine neden olacak içkilerin satışını yasakladı. çirkin bu. ben orada kamufle olarak atik bir semender misali soteye yatıyordum. yazık, günah. çarşı namazıma karşı, çarşı içkime karşı. çarşı her boka karşı amına koyyim. ben sambuca'yı üzerime döküp kendimi ateşe vermeden içki masasından kalkmayan adamım olm. dinimi yaşatmıyorsun, bari gezi parkı'nda içki satın almama karışma.
galiba benim gibi düşünen birisi çıkmış ve bana nazaran işi saldırganlığa dökerek yaşlı bir çarşılıyı bıçaklamış.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?