bazen ciddi derecede iğrendiğim taraftar topluluğu. ne bir galibiyete sevinmeyi biliriz, ne bir mağlubiyete üzülmeyi.
küfretmek kolaydır ya, dilde de kemik yok malum, saydır beri gelsin. dün oynadığımız brugge karşılaşmasında takım kötüydü, teknik kadronun taktik anlayışı kötüydü...
en iyi taraftar biziz ya, en duygusal, kendinden en çok şey veren, desibel rekorları kıran, galibiyetlerde göz yaşlarına boğulan...takımla beraber taraftarda kötüydü.
öyle avrupa kupasına 65-70 bin kişi gitmekle olmuyormuş bazı şeyler.
kalecimiz tolga zengin için her zaman söylediğim şeydir. kendisine hiç bir zaman ısınamadım. kurtarışlarından sonra sakatlanmaları, konuşması oyunu oldum olası bana samimi gelmedi. bu yüzden geldiği gün cenk gönen'in yedek kalacağına üzülmüştüm. lakin nedir abi ana bacı küfretmek. galatasaray taraftarından ne farkımız kaldı şimdi. dün benim için beşiktaş sadece çeyrek final'in kapısından dönmedi. kötü oyunla kaybettikleri anda yanlarında olamayan taraftarlarının da olduğunun farkına vardılar.
slaven bilic hatalı. hemde fazlasıyla. ilk 11 hatalı. öne geçtikten sonra yapamadığı hamleden dolayı hatalı. beraberlik yakalandığında da takımı yine dizemediğinden hatalı. dün belki de mağlubiyetin sebebi. ama bu hiç bir şekilde küfretmeyi etmeyi gerektirmiyor.
bazen iğneyi bırakıp çuvaldızı kendimize batıralım. takım taktik teknik olarak saatlerce şu an eleştirebilirim. ama asıl eleştiri beşiktaş taraftarına olmalıdır. hafta sonu yıllardır kazanamadığımız derbilerden biri olan fenerbahçe maçı var ve takım allak bullak.
mağlubiyet sonrası karşılaşma bitmeden stadı terk eden adamlar, bu takım şampiyon olunca da kornaya abanacaklar değil mi?
taraftarlığınıza turrrrrrrrrrrrup suyu.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?