beşiktaş taraftarı

newcastle
günden güne erimekte olan grup.

kendimizi burada da eleştiremeyeceksek ölelim bence. kol kırılır, yen içinde kalır diye bir atasözü var neticede. dışarıda nasıl herhangi bir övgü vs karşısında "yea bırak boşver, düzgün destek veren beşiktaş taraftarı mı kaldı yea?" minvalinde konuşup sırtımızı yere vermiyorsak, burada da kendimizi eleştirmekten korkmamamız gerekir gibi geliyor.

beşiktaş'ı bir beşiktaşlı kadar takip etmeyen insanların aklında hep o efsane liverpool maçındaki, porto maçındaki, tottenham maçındaki tribün var hala. o günlerde yanımızdakiyle birbirimizi duyamıyorduk la. maçlardan sonra kaç gün kulak çınlamasıyla geziyordum. git birazcık daha eskiye daha da güzel bir tribün; raconu, tedrisatı yerli yerinde. neyse, velhasıl kısa bir süre sonra dikkat edin bu algı da değişecek. onlar da artık beşiktaş tribünü eskisi gibi değil demeye başlayacaklar.

tribün şu an cepten yiyor resmen. bir nesil değişimi yaşanıyor tüm sancısıyla ve ergenler inanamayacağınız kadar zarar veriyor bu tribüne. ergenler hep oldu, ben de biliyorum. neticede biz de 25 yaşında başlamadık gidip gelmeye ama eskiden "höt" dendiğinde susardı onlar. tribündeki zamanlarını öğrenerek geçirirlerdi ya da ben bir yanılgı içindeyim, bilmiyorum.

en basit ve sıcak örnek 16 şubat 2013 beşiktaş rmk marine galatasaray maçıdır bana göre. maçın 3. çeyreğinin sonlarına doğru oyunun en kritik bölümünde rakibi sıkıştırıp bizimkilere son ses destek vermemiz gerekirken deli murat'ı uçurmaya çalıştı koca bir tribün. şöyle baktım bir o tarafa, başlarında da eskiden baya kovalayan ama artık eleğini asmış bir "abi"[ybkz]swh[/ybkz]. kırmızı-siyah atkılıları falan söylemiyorum bile... ulan deli murat bile döndü tribüne bir saatini gösterdi, bir de sahayı; "zamanı mı şimdi?" gibisine.

velhasıl orada koptu maç. maç boyunca sakil sakil hareketler yapan galatasaray'ın denyo kaptanı (vurgula: özgür gürbulak)'a bile beşiktaş deplasmanında olduğunu hatırlatamadık.

inönü'de anadolu takımlarına neden 1-0'dan, 2-0'dan maç veriyoruz sanıyorsunuz? öne geçtikten sonra tribüne dikkat ettiniz mi hiç? yeni açık eskişehir maçında 60'tan sonra dale'ye başladı la. dale olmazsa başka bir şey... kendini eğlendirmenin bir yolunu mutlaka buluyor tribün. tribünün temposu düşüyor, bu takıma yansıyor, rakibe bir dirayet geliyor, lan oluyor galiba falan derken herifler istediğini alıp gitmesini biliyorlar. bak hakemleri hiç söylemiyorum bile.

kendime hiç bakmıyor muyum, bakıyorum tabi. bu sene ben şahsen tırtlığın kitabını yazıyorum tribünde ama hiç değilse bu işin böyle gitmeyeceğinin farkındayım.

velhasıl-ı kelam, kafayı kuma gömmek, kibir içinde bu işlere devam etmek artık manasız; manasızdan öte zararlı.

umarım bir yerde bir uyanış yaşarız.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol