sezon sonuna kadar keyif veren futbolunu oynamasını temenni ettiğim takım. henüz ligin ilk haftasında 1-1 berabere kaldığımız maçtan sonra söylemiştim; bu takım yeteneği kısıtlı bir takım,başarılı olmak için it gibi çalışması gerek bu takımın,savaşması gerek,yoksa olmaz.
şimdi görüyoruz ki şimdiden kazandığı oğuzhanıyla, verim almayı başardığı holosko ve almeidasıyla, lideri fernandesiyle bu takım geliyor.
her şey olabilir,bu takım ligi 6. da bitirebilir, hiç önemli değil. yeter ki güzel futbol oynamaya çalışsın, sonuna kadar mücadele etsin. inönü'deki galatasaray,trabzonspor,bursaspor maçlarındaki oyununu sergilesin.
şampiyonluktan bahsedilmesini doğru bulmuyorum,takımın üstünde baskı yaratmanın manası yok, ve asıl odaklanmamız gereken şey şampiyonluk değil. biz yarınları kurtarmanın peşinde olmalıyız ki, nice şampiyonluktan değerlidir bu.
takımın gençleşmesi ilk 11'de 7 tane 20'lik oyuncuya yer vermek değildir. kaldı ki bu o gençleri kaybetmenize de neden olabilir. tecrübelilerle gençleri iyi harmanlamak, her sezon 2-3 genç oyuncuyu kalıcı bir şekilde kazanmak başarının anahtarıdır. yoksa bugünün flaş takımı dortmund da yıllarca çoluk çocukla oynamadı; weidenfeller,kehl,dede,owomoyela,rosicky gibi tecrübeli oyuncuların yanında yetenekli gençler oynadı.
bu bağlamda sürekli hücumu düşünen yapısıyla beşiktaş taraftarını gururlandırmaktadır, sadece beşiktaşlıları değil her takımdan taraftarda saygı uyandırmaktadır. bu yüzden asla başarı için bu görüntüsünden feragat etmemelidir, rakibin üstüne kara kartallar gibi saldırmaya devam etmelidir. varsın savunmayı toparlayamayalım, 2 yiyip 3 atalım, 4 atıp 4 yiyelim, ileride savunmaya da bir çare buluruz elbet.
sen doğru bildiğin yolda devam et,zafer bizim olacak.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?