beşiktaş futbol takımı

bir an için aklımda tipik amerikan filmlerini canlandıran takımımız. şöyle ki;

bir önceki sezon kötü kapanır. borçlar, sorunlar ardı ardına gelir. takım dibe doğru gitmektedir. yıldızlar birer birer kayar. takımda deneyimsiz ama yetenekli oyuncular ile takımına gönülden bağlı bir kaç oyuncu kalır. yeni sezon başında her şeye sıfırdan başlayacağız diyen bir yönetim gelir. gerçekten de öyle olur. kimsenin hoşnut olmadığı bir hoca gelir takımın başına. bu hoca eski beşiktaşlı oyuncudur.

antrenmanlara başlanılır. oyuncular moralsizdir, gönülsüzdür. hoca onlara destek olur, onlarla bir olur ve oyuncuların moralleri artar. kendilerini daha iyi verirler işlerine. hiç bir iş yapmaz denilen oyuncu bile yardırır. sonra hazırlık maçında mucizeler yaratılır. taraftar ufaktan doldurmaya başlar stadı. her gün başka bir gazete manşetiyle daha da gaza gelinir. sezon ortasında sakatlıklar olur umutlar kaybedilmeye başlanılır ama yine bir mucize olur ve finale çıkılır.

bu tarz filmlerin iki çeşit sonu vardır.

birincisi malum; takım şampiyon olur. en iyi oyunculara dünya iyisi takımlardan teklif gelir. ikincisi takım yenilir ama herkes gururludur. buraya gelmek bile büyük başarı diye sevinirler böyle tatlı tatlı sarılırlar falan.